Yaşasın! Geliyor! Tarihi açıklandı: 28 Eylül. Kim geliyor? Netflix'in gastronomi belgeseli Chef's Table. Hem de kimle geliyor? Çiya'yla hayatımızda yeni bir dönem açmış olan Musa Dağdeviren'le. İşte bu, yaşasın çarpı sonsuz demek. Chef's Table, Netflix'in ilk orijinal belgesel serisi. 2015'ten beri pek çok ödülü ve adaylığı var. Yaklaşık 50 dakikalık her bölümünde dünyanın en önemli şeflerinden birinin dünyasına götürüyor bizi. Çocukluk anılarını, ilham kaynaklarını, gündelik hayatlarını, kafalarının işleme tarzını, marifetlerini sergileme şekillerini görüyoruz. Massimo Bottura'dan Alex Atala'ya âlemin 'en'lerinin hayatına sızdık bu sayede. Halihazırda dördüncü sezon yayında ve işte 28 Eylül'de beşinci sezon piyasaya çıkacak (2019 başında da altıncısı). Peki kimler olacak?
ANADOLU'NUN YEMEK KÜLTÜRÜ
Philadephia'dan aktivist göçmen şef Cristina Martinez. Bangkok'dan slow food'cu Bo Songvisava. Barselona'dan abisi Ferran Adria'yla El Bulli'de çalıştıktan sonra kendi yeteneğini konuşturan Albert Adria. Veee Çiya'yla dünyamızı zenginleştiren sevgili Musa Dağdeviren... Bize Anadolu'nun yemek kültürü ve çeşitliliği konusunda nasıl da körcahil olduğumuzu gösteren kişidir Musa Dağdeviren. 15 yıl önce Kadıköy Çarşısı'ndaki Çiya Sofrası'nı açtığında tezgâhtaki her çeşidin adını defalarca sorardık. Bugün evde şevketibostan pişiriyorsak, vişneli köfte yapıyorsak, şiveydiz ile pürpürüm ekşisinden bahsedebiliyorsak, ışkına adıyla hitap edebiliyorsak, sayesinde. İstanbul'u (ve dünyayı) bu topraklardaki yenilebilir her türlü malzemeyle tanıştırmış bir araştırmacıdır da Musa Usta. Çabuk gel 28 Eylül, iştahla bekliyoruz.
YENİ, LONDRA'DA AÇILIYOR
Mutfağa girmek daha bu kadar makbul bir iş değilken, havalı ve nedense hep benzer şekilde dövmeli genç adamlar sektörü keşfetmemişken, Sıraselviler'deki Changa en parlak zamanlarını yaşarken o vardı. Zeki, iyi eğitimli, gastronomiye kafa yoran şef... Bir yapıp bin satanların tam tersine az konuşan, mütevazı genç adam: Civan Er. Beyoğlu'nda Kumbaracı Yokuşu'nun başında açtığı Yeni Lokanta'yla İstanbul'un en takdir edilen şeflerinden oldu. Mekân da menü de kendi gibi abartısız, sade, kişilikliydi. Buralıydı ama dünyadan da haberdardı. Çabasız bir gustosu, derinlikli bir tadı vardı. İsli tereyağı baş döndürücü nefasetteydi. Kuru patlıcanlı mantısı, yanına sadece birkaç çeşit katarak Kanyon'da Tazele adında başka bir lokanta açmasına yol açacak denli efsane oldu. Antakya tuzlu yoğurdu, Denizli yanık yoğurdu gibi coğrafyanın pek çok noktasından lezzeti devreye sokuyor, İstanbullu bir bütün çıkarıyordu karşımıza. Şimdi Londra Soho'da yeni bir restoran açıyor Civan Er. Beak Street'te kasım ayı sonuna yetişmesi planlanan lokantanın adı yine Yeni. Mantık aynı; mevsiminde yerel ürünlerle bizim topraklardan bazı özellikli güzellikler buluşacak, teknikler ve tarz kendini koruyacak, ortaya gelenekselin sürprizlisi çıkacak. Şimdiden hayırlı olsun. Kolay gelsin, rast gitsin.