- Kitaptaki yetimhane aslında Türkiye gibi...
- Evet, Türkiye'de insanı yetim ve öksüz bırakan bir toplum var. Tam bir yetimhane. Vahşi kapitalizm işte, ABD'de de Türkiye'de de durum böyle. ABD'de de insanlar sağlık sigortasız bırakılıyor, herkesin sağlık sigortası olmasın diye Cumhuriyetçiler bir taraflarını yırtıyor. Kapitalizmin özelliği bu; insanı öksüz, yetim bırakıyor... Kapitalizmin başlamasıyla birlikte yetimlik başlıyor, çocuk emekçiler dönemi başlıyor. İnsanlar köyden koparılıp getiriliyor sanayi merkezlerine. Kapitalizmin başlangıcıyla Charles Dickens'ın yetim edebiyatı iç içe giriyor. Koşut giden şeyler bunlar, bir ülkede ne kadar vahşi kapitalizm varsa o kadar çok yetim vardır. Ayrıca Türkiye'de yetimhaneden çıktığında müteşekkir olman gerekiyor. Oysa devlet ırzına geçmiş düzenli olarak.
Orduya da, sana dişini fırçalamayı öğrettikleri için müteşekkir olman gerekiyor. Ramazan, "Niye müteşekkir olmam gerek, bu devlet bana ne verdi ki?" diye soruyor. Şükran kültürü var bu ülkede. İslamiyetle altı çizilmeye, koyultulmaya çalışılan: Şükran, şükran... Peki şükretmem için biraz eşitlik, biraz da adalet olsa?