24 Temmuz, dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü Latin kökenli şarkıcılarından biri olan Jennifer Lopez'in doğum günü... Yaklaşık bir ay önce 55 yaşına adım atan Lopez, kostümlü görkemli bir partiyle kutladı yeni yaşını. Bir kraliçe gibi 18'inci yüzyıl saray kıyafetlerinden ilham alan bir tuvaletle karşıladı misafirlerini... Günlerce medyanın ilgi odağı oldu. Günlerce konuşuldu bu doğumgünü ve doğumgününde yanında olmayan dördüncü kocası Ben Affleck... Ve bu görkemli doğumgününe dair görüntüler henüz hafızalarımızda tazeliğini korurken, 16 Temmuz 2022'de Las Vegfas'ta sade bir törenle dünyaevine giren çiftin boşanmak amacıyla mahkemeye başvurduğunu öğrendik hep beraber... Variety dergisi, çiftin resmi ayrılık tarihinin 26 Nisan olduğunu ve haftalardır sessiz sedasız bir şekilde boşanma sürecine kendilerini ve ailelerini hazırladıklarını duyurdu.
REZİL OLURUM KORKUSU
Sevgilinizden ayrıldığınızda çevrenizdeki 3-5 kişiye açıklama yaptığınızda hissettiklerinizi düşünün. Ya da bir boşanma sürecinden geçerken yaşadıklarını hatırlayın... Bir de tüm bunları tüm dünyanın gözleri önünde yaşadığınızı düşünün... Neredeyse tüm dünyaya hesap vermek zorunda kaldığınızı, özel hayatınızda yaşadığınız bu gelişme üzerine kendi ülkenizi bir yana bırakın tüm dünyanın her köşesinde hakkınızda alakalı alakasız yüzlerce haber yayınlandığını düşünün... Belki bir kez konser vermek için geldiğiniz Türkiye'de bile sizi hiç görmemiş gazetecilerin, sosyal medya içerik üreticilerin hakkınızda haber yaptığını hayal etmeye çalışın. Gerçekten de çok tatsız öyle değil mi? Bir de iki yıl sonra gelen bu boşanma kararının belki de son dönemde tüm dünyada en çok konuşulan evlilikle ilgili olduğunu düşünün... Evliliğinizle ilgili ikinci şansla gelen masal mutluluk dendiğini düşünün... 20 yıl önce büyük aşk yaşadığınız nişanlandığınız ve evliliğin ucundan döndüğünüz kişiyle evlendiğinizi tüm dünyanın ikinci şansa yeniden inanmasını sağladığınızı düşünün... Ne hissediyorsunuz bu satırları okurken? Hayal kırıklığı mı, utanç mı, başarısızlık mı, rezil oldum korkusu mu?
KENDİNE SADIK OLMAK
Kendini sevme, kendine güvenme mi? Hayattaki en önemli partnerinizin kendinizin olduğu gerçeği mi? 1969 doğumlu Jennifer Lopez'e bakınca da, bu boşanma kararını okuduğumda da vazgeçmeyen, çok güçlü bir kadın görüyorum ben... Hep ışıl ışıl bir kadın... Kendine, bakımına, yakınlarına, dış görünüşüne, yardım çalışmalarına, ailesine, kariyerine, sporuna, hayata tutunmasına tutkuyla bağlı bir kadın... Bir erkek bu denkleme uyuyorsa var hayatında, yoksa paylaşımlar için teşekkür edip, hiç konuşmadan bölgeden ayrılabilen bir kadın görüyorum... Bir kadının hep 20'li yaşlarındaki güzelliği, bakımı, enerjisi, kendine saygısı, umudu, özenli giyimi ve fiziği içinde olması gerektiğini görüyorum mesela... Kendini asla bırakmaması gerektiğini... Öncelikli olarak kendisine sadık olması gerektiğini... Fotoğraflarının hiçbirinde içinin enerjisi geçmiş, umutları bitmiş ve tükenmiş bir kadın görmüyorum. Tam aksine yaşı olmayan, kendisini seven, kadın olduğu için gururlu ve bunu yücelten hoş, bakımlı ve seksi bir dişi görüyorum... Bence Lopez hayatın tüm hırpalamasına karşı insanın kendisini en güzel haliyle koruyabileceğinin bir ispatı gibi...
TAM VE YETERLİ
Kadın ve erkek ilişkileri çok zorlayıcı... İş hayatı da öyle... Evlat yetiştirmek de öyle... Aile bireyleri arasındaki dengeyi korumak da öyle... Bir kadının herkese sahip çıkmaya çalışırken kendisine ve dişiliğine sahip çıkması ise bence en zor olanı... İlk kendisinden vazgeçer kadın... Saçlarından, sevdiği oje renklerinde, dikkat ettiği vücudundan, sevdiği müziklerden, iyi gelen arkadaşlarıyla görüşmekten ve belki de eğitimini aldığı işinden... Ama Lopez bir kadının kendi başına var olmasının ne kadar önemli olduğunu, varlığı için bir erkeğe ihtiyaç duymadığını, tek başına tam ve yeterli olduğunu gösteriyor hepimize...