İnsanlar doğup büyüdükleri topraklardan eğitim ve çalışmak için uzaklaşsalar da toprağın çekim gücü olsa gerek, yıllar sonra oralara borcunu ödemek, kalıcı eserler bırakmak için memleketine dönüyor. Öyle bayram ziyareti gibi değil, memleketin bağrına okullar, akademiler, aş merkezleri açarak yeni nesillere oradan ayrılmadan da yaşamanın mümkün olabileceğini göstermek istiyor.
Terör olaylarının sona erdiği, turizmin canlandığı bölgedeki bir vefa projesi için, kedileri ve inci kefalleriyle ünlü Van'dayız. İş adamı Vanlı Bekir Kaya ve ortağı Singapurlu mimar Kay Ngee Tan'ın ortak girişiminin ürünü Tariria Projesi için geldik. Beş yıl önce akıllarına düşen akademi için hiç acele etmemişler. Tariria ve projenin detaylarını anlatacağız. Ama önce sayısız ödül sahibi, dünyaca ünlü mimar Kay Ngee Tan ile, Akdamar Adası'na giderken teknede yaptığımız sohbete kulak kabartıp röportajın fotoğrafını bizzat çektiğini not düşelim. Dünyaya nam salmış bir mimarın böyle mütevazı olması mutlu ediyor. Şimdi Kay Ngee Tan'ı dinliyoruz:
PROJEDE TEK BİR AĞAÇ KESİLMEDİ
"Singapur'da dünyaya geldim. Londra'da yıllar önce Bekir Kaya ile tanıştım. Beş yıl önce bana Tariria Projesi'ni anlattı. Başlamadan önce çok fazla çalışma yapmamız gerekiyordu. Öncelikle tarım ve botanik konuda belki aylar süren araştırmalar gerçekleştirdik. Buradaki insanların kış aylarında nasıl yaşadıklarını gözlemledik. Yoğun bir kar yağışı aldıkları için insanların bu karı nasıl erittiklerini izledik. Bizim de bu tecrübelerden elde edeceğimiz bilgiler vardı. Dağlardaki karın erirken oluşan suyun, bahçelerde hangi bitkileri ağacı beslediğini kayda geçirdik. Tek bir ağacı kesilmeden bu projeyi hayata geçirdik. Bu bölgenin yıllardır damıtılmış bilgisiyle bugünlere ulaşan habitatın zarar görmemesini istedik. Çünkü bu çevre ile biz burada var olabiliriz. Bahar aylarında badem ağaçları Van'ı süslerken projemiz bitecek, misafirlerimizi Van'ın yerel lezzetlerini tatmak için ağırlamaya başlayacağız. Burada çalışan garson, aşçı, bahçıvan gibi insanların da Van'da olacak olması beni ayrıca mutlu ediyor."
NELERİN BAŞARILABİLECEĞİNİ GÖSTERMEK İSTİYORUZ
Bekir Kaya'nın hikayesi eğitim için gittiği Londra'da başlıyor. Bir otel bünyesinde proje kapsamında genel müdür adayı olarak iki yıl eğitim görüyor. "Burada stres yönetiminden karar verme hızınıza kadar her konuda eğitimden geçtim. O iki yıl, tüm eğitim hayatıma bedeldi" diyor.
20 yıl sonra babasının rahatsızlığı sebebiyle memleketine, doğup büyüdüğü topraklara gelince bazı şeyler değişiyor. Babasının vefatı hayata tüm bakış açısını değiştirir. Artık atasının yerine de sorumluluk alması gerekir. Bekir Kaya da öyle yapıyor ve Van'da bir akademi kurma işine girişiyor. Yıllardır tanıdığı, güvendiği mimar Tan'ı projeye ikna etmesi zor olmuyor. 10 milyon dolarlık bir yatırım bütçesi koyuyor ortaya:
"Ben bu projeye para kazanmak için girmedim. En çok buranın insanına güveniyoruz. Bu yüzden akademi dedik. Buranın gençleri, bu sektörü seçerse başka kentlere ülkelere gitmesin. Akademide gençlerimiz gastronomi eğitimi alsın, burada kalsın, başka mekanlarda çalışsın."
TÜRKİYE'NİN İNANILMAZ POTANSİYELİ VAR
İşiniz zor diyecek oluyorum Bekir Kaya tekrar söze giriyor: "Başarılı olacağız başka şansımız yok. Benim işlerim hep zor olmuştur. 2006 senesinde İstanbul'da Tayland restoranı Çok Çok Thai açtığımızda 'Millete böcek mi yedireceksiniz!' diye alay etmişlerdi. Ama ben zamanın ötesinde bir iş yaptığımı biliyordum. Dünyada çoktu, Türkiye'de yoktu. Ülkemde nasıl olmaz diye o restoranı açtım. Bugün üç restorana çıkardık. İstanbul'a dünyanın her yerinden turist geliyor. Onlara Türk yemekleriyle birlikte dünya mutfağının da en iyi örneklerinin İstanbul'da da olduğunu gösterebilmeliyiz. Londra'nın New York'un kendi mutfakları mı var ama dünya mutfağının en iyi örneklerini orada tadıyorsunuz."
VAN'IN ULUSLARARASI BİR ÇEKİM MERKEZİ OLMASINI İSTİYORUZ
Bekir Kaya'dan Tariria Akademi'nin bölgeye katkısını anlatmasını istiyorum: "Ziyaretçilerine bölgenin gastronomik unsurlarını sını muhteşem manzaranın eşliğinde deneyimleme şansı verecek. Aynı zamanda Van'a modern sanatı taşıyan Tariria olarak, bir kültür merkezi gibi konumlanarak bölgenin kültürel dokusuna değer katmayı hedefliyoruz. Gastronomiden eğitime, sanattan mimariye geniş bir yelpazenin bir araya geldiği hibrit bir proje olarak Van'ı bir çekim merkezi haline getirme vizyonu taşıyan, çok uluslu bir girişim olacağız."
KISA KISA KISA...
Tariria Akademi, enerji ihtiyacını kendisi karşılamak üzere tasarlanan güneş enerjisi tarlasına sahip. Tükettiğinin iki katı yenilenebilir enerji üretebilme kapasitesine sahip olan güneş enerjisi tarlası ile yaklaşık 7-8 ay içerisinde merkezin tüm ihtiyacının sürdürülebilir enerjiden sağlanması planlanıyor.
Bölgenin doğasının ve mutfağına ait geleneklerinin korunması hedefleniyor. Van mutfağının geleneksel ve yerel yemek ve yeme biçimlerini teşvik eden yerel bir topluluk oluşturulması hedefleniyor.
Bölgesel coğrafi işaretli ürünler ve yerel reçetelerle hazırlanan menülerle yöresel yemek kültürünün sürdürülebilirliği sağlanacak. 10 yıldır adım adım kurulan meyve bahçesi ve bostanı, tamamen ilaçsız ve doğa bir tarım alanı olarak ön plana çıkıyor.
Dağlardan ot toplama kültürünün eseri, benzersiz lezzetiyle Van otlu peyniri, yemyeşil çayırların bahar çiçeklerinin tadını toplayan Van balı ve Van Gölü'ne özgü inci kefali gibi yöresel gastronomi değerlerinin tanıtılması konusunda çalışmalar yürütüyor.
Van'da kaybolmaya yüz tutmuş, Erciş karası üzümü, yerel kavun ve ceviz çeşitleri gibi bağ, bahçe, meyve ve sebze değerlerinin korunması; Van'ın eşsiz doğasından beslenen Norduz koyunu gibi türlerin yaşatılması; bu ürünleri yetiştiren küçük üreticilere destek olunması açısından büyük önem taşıyor. Üretilen doğal atıklar da kompost alanında gübreye çevrilecek.