Gökçe neredeyse 15 yıldır popüler müzik kulvarının yakın komşusu 'alternatif' alanda boy gösteriyor... Popla rock'ın kesiştiği çizgide, kendi sevdiği seslerin, sözlerin harmanını sunuyor dinleyicisine... Hırslı değil, kendi tutturduğu çizgide azimli. Aynı zamanda sıkı bir davulcu... Kafasına eserse şarkıcılığı komple bırakıp bir rock grubunda baget sallayarak da müzik hayatına devam edebilecek bir harbiliği var. Popüler müziğin şablonlarına sığmıyor.
Gökçe bu kez Aksiyondayım adlı single'ı ve ona çektiği kliple adından söz ettiriyor. "Müziğime ve kendime format attım" diyor yeni dönemi için. Bu kez elektroniğe daha yakın bir şarkı... Cesur kıyafetler... Ona göre her şarkı yeni bir hikaye, her klip bir kısa film...
- Yeni şarkı ve yeni döneminiz için "Kendime format attım" demişsiniz. Nasıl bir format bu? Bir müzik tarzı değişikliği mi, hayata bakışta bir değişiklik mi? Hepsi mi?
- Kendi alışılmış tarzıma fark edilir yeni bir şeyler eklemek istedim. Çok yenilikçi bir insan değilimdir fakat ben de aynı tarz müzikleri hep dinlemiyorum, o yüzden dinlediğim ve sevdiğim şeyleri müziğime katmak istedim.
- Aksiyondayım, önceki şarkılarınıza göre daha elektronik bir yapıya sahip ve dansa daha çok meyilli bir şarkı... Hatta hip-hop esintileri var. Nasıl bir ruh halinizde çıktı?
- Bu format aslında benim 2011 yılından beri dinlediğim müzik tarzı. Türkiye'nin ve diğer bazı ülkelerin uzak olduğu bir tarz, benim tarzım daha akustik altyapılıydı, elektronik veya beat altyapılı değildi. Bazı şarkılarımın bazı yerlerinde tadında elektronik sesler vardı. Bu sefer şarkımda hip-hop beat var, onun üzerine gelişen bir şarkı. Yoksa yine benim tarzım. Dinlediğim gruplar azalınca, ben yapayım bari, kendimi dinleyeyim dedim. (Gülüyor) Yine akustik yapmayacağım anlamına gelmiyor, sevdiğim her şeyi müziğime katabilirim.
HIRSIM KENDİMLE
- Sözlere baktığımızda yer yer, ünlü olmayı "Sadece birilerine laf sokmak"la yakalamaya çalışan, şöhreti böyle sürdürenlere karşı da bir eleştiri içeriyor sanki... Popüler camiadaki şöhret savaşlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- İster popüler olsun ister underground olsun herkes çok hırslı ve bir çok kişi göründüğü gibi değil. Benim karakterim mesela, şarkıcı olmaya değil de müzisyen olmaya daha uygun. Ben insanları kullanamam, onlara faydalanmak için yaklaşamam. Hırsım kendimle ama bu camiada rock ve caz yapanın bile şu an izlediği yol popçuların izlediğiyle aynı. Aşırı yalnızım. Bu yola girerken de hiçbir destekçim olmadı, hâlâ da öyle. Dediğim gibi o yoldan gitmedim, gidemem, yapım bu. Hele magazinsel olmak benim için çok zor, çok hassas bir insanım. İnsanları ve tüm canlıları çok severim. O yüzden beni tanımayan bir insanın hakkımdaki yorumu beni ekstra fazla kırar. İnsanların magazin olmak için üretmek yerine birbirine laf atmasını çok basit buluyorum ve bu ülkede basit şeylerden hoşlanan çok büyük bir kitle var. 70'lerde olsaydık bu sanatçılar barınamazlardı, hatta yasaklı olurlardı. Bakıyorsunuz hiç bir üretim yok müzik adına. Yapılmış hiç bir çalışma yok ama her gün karşımızdalar. Zaten bizde popülerlikle başarı karıştırılıyor.
- Yıllar içinde yaşama, aşka ve hayat yolculuğunuza bakışınızda neler değişti? Hayat size neler öğretti?
- Hayata her zaman dolu tarafından bakabildim. Çocukluğumdan bu yana küçücük şeylerle mutlu oldum. Hiç bir zaman büyük hayallerim olmadı. Maddi anlamda bütün hayallerimi gerçekleştirdim çok şükür, fazlasını istemiyorum. İstediğim tarzda daha çok şarkı çıkarmak ve yurt dışında başka başka milletten insanlarla da göz göze konser vermek istiyorum. Hayattaki en önemli şey huzur ve sevdiklerinin sağlıklı olması. Bunlar varsa gerisi gelir. Daha da iyi insan olmak, kötü özelliklerimi törpüleyerek yaş almak istiyorum.
- Aksiyondayım bir albümün habercisi mi yoksa hep single single mı gideceksiniz?
- Bir konsept albüm çıkarmayacaksam düşünmüyorum albüm çıkarmayı. Çünkü insanlar aşırı hızlı tüketiyorlar. Albümleri komple dinlediklerini de sanmıyorum. Türk Sanat Müziği'ni çok seviyorum. Belki beş, altı şarkılık tek ya da iki enstrümanlı sevdiğim şarkılardan oluşan bir ara proje yapabilirim. Sesime yakıştığını düşünüyorum.
DAVULCU OLARAK DA KALABİLİRMİŞİM
- Kendinizi müzik içinde nerede konumlandırıyorsunuz?
- Dedim ya şarkıcılık tam da bana göre değil, ben davulcu olarak da kalabilirmişim. Çok iyi çalan, pek konuşmayan, sağa sola pek bulaşmayan harika bir davulcu kadın! Çünkü şarkıcı olmanın kuralları var, bu kurallar bana göre değil. Ama sahnede acayip mutluyum, o ayrı. Kendime ait bir tarzım var ve bu çok zor bir yoldu hâlâ da öyle. Pop, fantezi, rock, arabesk... Bunlardan birini yaparsanız, güzel bir iki şarkı da yakalarsanız hazır çok büyük bir kitleniz vardır zaten. Fakat benim gibi bir yol seçerseniz kitleniz çok büyük olmaz ve o kitleyi oluşturmanız da zor olur.
NE GEREKİYORSA O!
- Bu kez sanki daha cesur bir klip, cesur kıyafetler... Bu da kendinize attığınız yeni formatla mı ilgili?
- Her bir klibi kısa film gibi görürüm. Şarkı, altyapı bunu hissettirdi böyle giyindim. Klibi İdil Dizdar ve Said Dağdeviren çekti, en ince ayrıntısına kadar düşündük. Kostümler Aslı Jackson'a ait. Başka bir şarkıda da yere kadar hırka giyebilirim... Yani ne gerekiyorsa o...