"Takıntı hastalığı" olarak da bilinen obsesif kompülsif bozukluk (OKB) insanları döngüsel olan düşünce ve davranışlara hapsediyor. Obsesyon (saplantı veya takıntı) adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile kompulsiyon (zorlantılı davranışlar) adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan ruhsal bir sıkıntı. Bu rahatsızlığın en çok görülen türü ise temizlik takıntısı. Bu kişiler hastalık kapacağı düşüncesiyle sürekli olarak ellerini yıkama ihtiyacı hissederler, temizliğe doymazlar. Dokundukları her şeyden mikrop bulaşacağı düşünceleriyle boğuşup dururlar. İleri boyutunda olan kişi hastalık kaptığı şüphesi ile sürekli olarak doktor kontrollerine gider ve kan testleri yaptırmaya başlar.
TEKRAR ETTİKÇE TAKINTI ARTIYOR
İşin ilginç tarafı, bu tarif ettiğimiz tabloyu, bu derecede olmasa da şu anda pandemi nedeniyle çoğumuz yaşıyoruz. Yani aslında -özellikle bu dönemde- kim gerçekten obsesyon hastası, kim pandemi etkisinde, birbirine karışabiliyor. Uzmanlar bir şeyin daha altını çiziyor. Pandemi nedeniyle mevcut temizlik takıntısı olanların şikayeti artmış ve yeni vakalarda da ciddi oranlarda yükseliş gözlemleniyormuş. Klinik Psikolog Cem Keçe pandemiden sonra temizlik takıntısının geldiği boyutu şöyle anlatıyor: "Pandemi döneminde temizlik hayatımızda ilk öncelik olarak yerini aldı. Hepimiz pandemi öncesinden çok daha fazla elimizi yıkıyoruz. Ancak OKB'li kişilerde temizlik pandemi öncesinde de ritüel niteliğindeydi, yani biz elimizi bir kez yıkarken onlar 10-15 kez yıkıyorlardı. Pandemiyle birlikte OKB'li olmayan biri bile ellerini defalarca yıkamak zorunda kalırken, özellikle temizlik-titizlik takıntısı olan kişilerde durum çok daha rahatsız edici boyutlara ulaştı. Genel olarak enfeksiyon kapma korkusu ve virüsten korunmak için el yıkamaya yapılan vurgu nedeniyle temizlik-titizlik takıntısı olan kişilerde pandemi sürecinde OKB semptomlarında artıştan bahsedebiliriz. Durum OKB'li kişiler için daha stresli durumların ortaya çıkmasına ve daha ağır ilaç tedavilerinin yapılmasına yol açtı." ŞİMDİ HERKES BENİM GİBİ OLDU
Keçe ilginç bir noktanın da altını çiziyor... Erkek bir OKB hastasının "Ben yıllardır mikroplardan korkuyordum. Ve çok temizlik yapıyordum. Artık tüm dünya benim gibi oldu" deyip, durumunda bir rahatlama, iyileşme söz konusu olduğunu görmüş. Tabii bu ilginç ve spesifik bir durum. Psikolog Ayhan Altaş'ın ise bu konuda hem mevcut takıntı hastalarına hem de bu dönem temizliği abartı haline getirenlere bir tavsiyesi var: "Bu rahatsızlıkta danışanlarımıza verdiğimiz öneriler, onları rahatsız eden düşünceleri yok etmek için uğraşmamalarıdır. Çünkü yok etmeye çalıştıkça daha fazla artmaktadırlar. Sonra aynı davranışı daha fazla yapma ihtiyacı duyulur. Bu ise bir kısır döngü gibi kişiyi içine çeker. Bu anlamda fiziksel gevşeme egzersizi ve nefes egzersizi gibi egzersizler iyi gelecektir."
KLİNİK PSİKOLOG CEM KEÇE
ÇÖP ÇIKMASIN DİYE YEMEK YEMİYOR
"Pandemi öncesinde terapiye gelen danışanlarımdan 25 yaşındaki bir genç kadın hastalanma ve kusma konusunda takıntılı durumdaydı. Çevresinde hasta görünen herkesten kaçıyor, hastalanmamak için her yere el dezenfektanı taşıyor, asla umumi tuvaletlere girmiyordu. Dışarıdan eve getirdiği her şeyi defalarca yıkıyor, dezenfekte ediyordu. Kimsenin evine gitmiyor, dışarıda yemek yemiyor, evine kimseyi davet etmiyordu. Pandemide artık evden hiç dışarı çıkmaz olmuştu. Eşi işten geldiğinde, tıpkı kendi yaptığı gibi tüm giysilerini çıkarıp yıkamasını ve kendisinin de yıkanması konusunda zorlamaya başlamıştı. Hatta son zamanlarda eşini kapıda soyup, tüm vücudunu dezenfektanlarla sildikten sonra eve alabiliyor ve o şekilde banyoya girip duş almasını istiyordu. Eşiyle aynı yatağa girmiyor ve temizlik takıntısı nedeniyle sık sık kavga ediyorlardı." "Pandemi sürecinde başvuran 32 yaşındaki kadın danışan, her zaman temiz ve düzenli bir insan olduğunu ancak karantina sürecinde virüs bulaşmasından aşırı derecede korktuğunu ve yaşamını neredeyse sürdüremez hale geldiğini belirtti. Pandemi öncesinde özel bir şirkette sekreterlik yapıyordu. Karantina sırasında iş yerine gitmemiş, evde bütün zamanını temizlik yaparak geçirmeye başlamıştı. Yalnız yaşıyordu ve dışarıdan virüs geleceğini düşünerek kapı pencere açmıyordu. Öyle ki çöpü kapıya koymak zorunda kalmamak için çöp çıkmasın diye bir şey yiyip içmekten bile kaçınıyordu. Karantina sona erdikten sonra işyerine gitmesi gerektiğinde aşırı korkusu nedeniyle işe gidememiş ve işten iki ay ücretsiz izin almıştı. Ancak artık maddi olarak sıkıntı yaşadığı ve çalışmak zorunda olduğundan evden dışarı çıkabilmek için terapi almaya karar vermiş ve bana online terapi için başvurmuştu."
PROF. DR. EROL GÖKA (PSİKİYATR)
HASTALIK VE NORMAL OLAN AYIRT EDİLMELİ
"Küresel salgın öncesi obsesf kompulsif bozukluğu olmadığı halde salgının ortaya çıkardığı yoğun korku ve endişe ile takıntı ve saplantı belirtileri gösterenler var bir de yeni başvurular arasında. Bu durumlarda asıl görev, onlara pskolojik hizmet vermeye çalışanlara düşüyor. Zira onların gerçekten hastalanıp hastalanmadıklarını ayırt edebilmek mesleki bir maharet gerektiriyor. Bu insanların bir kısmı, özellikle yakınlarında obsesif bozukluk rahatsızlığı olanlar, yani genetik olarak yatkınlığı bulunanlar, gerçekten de hastalanmış olabilirler ve hemen tedavilerine başlanması lazım. Ama bu dönemde temizlik ve hastalanma takıntısı gösterenlerin bir kısmı, gerçekten hastalanmamış ama (kişilik özelliklerinin bu dönemde artan endişe yüzünden) daha abartılı hale gelmesi nedeniyle bu belirtileri sergiliyor olabilirler. Psikolojik hizmet üreticilerinin bu durumları obsesif kompulsif bozukluktan ayırt etmesi ve kendilerine başvuran insanlara ikna edici açıklayıcı bilgiler vermesi gerekiyor."