Temeli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla geçen yıl 10 Şubat'ta atılan yeni Atatürk Kültür Merkezi inşaatında heyecan dorukta. Yüzde 85'i tamamlanan merkezin, 2021 yılının ilk çeyreğinde açılması planlanıyor. İlk AKM'nin mimarı olan Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu mimar Murat Tabanlıoğlu imzasını taşıyan merkezdeki çalışmaları, biten kısımları görmek için inşaat alanını ziyaret ettik. Kültür Merkezleri Daire Başkanı Çınar Çavuş, Kültür ve Turizm Bakanı Başdanışmanı Tayfun Topal ve mimar Murat Tabanlıoğlu yeni AKM'nin her birimini tek tek gezdirdi, projeye dair bilinmeyenleri anlattı. Dünyanın sayılı kültür merkezlerinden birini inşa etmek hedefiyle yola çıkan ekip dur durak demeden çalışıyor.
Eski AKM'nin ruhunu yansıtarak yeni teknolojiyle harmanlanacak merkezin Taksim'i eski şaşalı günlerine döndüreceği düşünülüyor.
İnşaat turuna başlamadan önce mimar Murat Tabanlıoğlu ve Çınar Çavuş'la sohbet ediyoruz. Tabanlıoğlu, geçtiğimiz günlerde AKM'nin inşaat bütçesine dair çıkan eleştirel haberlere kırgın. Söze oradan başlıyor: "Sitemle başlamak istiyorum, bir şeye olumsuz bakınca, her zaman olumsuz görürsünüz" diyor.
- AKM pahalı bir proje mi?
- Ben bu binayı son 20 yıldaki en önemli denge unsuru olarak görüyorum. Çoğu kişiyi birleştiren demek istiyorum. Buna karşı çıkan yüzde 1'lik bir kesimdir. Bir ülkede kültür ve opera binası olmasına kim karşı çıkar? Hamburg Opera Binası dünyanın en iyi müteahhitlik şirketi, en iyi mimarla 170 milyon euro'yla başlıyor işe... 800 milyon euro'ya çıkıyor inşaat ve beş sene uzadı. Sidney Operası'nın yapımı sırasında mimarını kovdular, seneler sonra tekrar aldılar çünkü bitmedi bina. Frankfurt Operası'nı yapmak istediler, o da tıptı AKM gibi 1960'larda yapılmış. Bunun iki katı bir bütçe çıktı ortaya. Onun için biz kötü durumda değiliz.
- Başlangıçta tarihi bina konusuyla ilgili bir sıkıntı vardı... Nasıl aşıldı bu?
- 1960'larda yapılmış hiçbir bina değişmez anlamına gelmiyor. Bir Ayasofya, Topkapı Sarayı gibi değil. Değişmenin kriterleri var. Mesela Londra'da bir konser salonu yapıyorlar Thames'in kenarında 1960'lı yıllarda, dışından gözlerinizi kısıp baktığınızda sanki eski binayı andırıyor ama içi tamamen yenilenmiş oluyor. Bazıları bire bir aynısını yapıyor. Ama bu binanın bir derdi vardı...
- Neydi onlar?
- Buranın deprem problemi vardı. Çünkü 1999 depreminde yönetmelik değişti. Bu binanın şöyle bir tarihi var: Babamdan önce daha küçük betonarme bir binaymış, sonra babam burayı büyütmüş, çelik ve bir takım yapılar koymuş. Yapıldıktan sonra yanmış ve tekrar yapılmış. Yapıldığı zamanlar ve şimdiki yapı teknolojisi arasında çok büyük farklar var. Bu binaya dair önce bina güçlendirme projesi hazırlandı ama görüldü ki bu binanın kemikleri tutmuyordu, yıkım kararı verildi. Binanın hiçbir izolasyonu yoktu. Önündeki tek bir camdı. Dış cephe taşlarının çoğu düşmüştü. Bu bina 1967 ve 1999 İstanbul büyük depremlerini yaşadı. 1970 yılında Arthur Miller'ın Cadı Kazanı oyununda, sahneden çıkan dumanla yandı. Ve ciddi hasar gördü. Deprem yönetmeliği uyarınca binanın 800'e yakın noktasında röntgen çekildi. Sıyırma işlemi yapıldı. Burası tarihi olarak korunması gereken bir yapı değil, simgesel olarak korunmalı. Üniversitelerden alınan raporlar sonucunda binada can güvenliği olmadığına karar verildi.
- Nasıl sorunları vardı eski binanın, yeni merkezde bunlar nasıl aşılıyor?
- Buranın dertleri şöyleydi, akustik olarak dünyanın en iyi operalarından biri değil, konser salonu büyük salonun altında, sanat galerisi yukarda, bir de kötü işletiliyordu. Bir müdür her şeye karar veriyordu, istediği zaman açıp, kapatıyordu. Binanın işletilmesi bina kadar önemli. Bu bina eskisi gibi sadece temsillerle anılmayacak, 365 gün kültür sanat adına yaşayan bir yer olacak. Buranın opera salonu kapasitesini 2 bine çıkardık. Çünkü Milano Scala'dan tutun dünyanın en iyi örnekleri bu kapasitede. İstanbul gibi bir yer de böyle olmalı.
- Neler olacak bu kültür merkezinde?
- Muazzam bir fuaye yaptık. Bu binanın içinde ön tarafında tek bir salon olsun dedik, eskiden bu binanın içinde konser salonu ve iki tiyatro vardı, üstte de sanat galerisi... Onları, eskiden otopark olarak kullanılan yere yerleştirdik. Ve burayı etrafıyla bağlamaya karar verdik. Mesela İTÜ'den çıkan çocuklar Divan Oteli'nin önünden yürürler. Stadyumdan çıkanlar bir şekilde Taksim'e gitmeye çalışırlar. Atatürk Kitaplığı Türkiye'nin en popüler kitaplığı... Tüm bunları ortak noktada buluşturacak arkada küçük bir meydan yapıyoruz. Oradan bir sokakla, Kültür Sokağı'yla Taksim'e bağlayacağız. Bu sokağın üzerinde tiyatro salonu, müzik müzesi, çocuk sanat alanı, kafeler, sanat, mimari ve müzik üzerine bir kütüphane, opera, müzik üzerine dizayn dükkanı, modüler bir salon, sinema olacak. Ve sahnenin arkasında bir yer var; eskiden orada dekor yapılırmış. Tüm Boğaz'ı en iyi gören manzaraya sahip. Oraya da bir teras ve restoran yapıyoruz. Eminim Türkiye'nin en iyi restoranı olacak. Burası kesinlikle bir kültür merkezi! Bugünün kültür merkezlerinin hepsinde bu tip tamamlayıcı unsurlar var. Hatta oturduk bu kafe ve restoranların nasıl olması gerektiğine dair danışmanlarla bir konsept yazdık. Yukardaki restorana Türk-Anadolu mutfağının modern yorumlarını uygulayacak şefler davet edilecek.
BU BİNA TAKSİM'E BAMBAŞKA BİR HAVA GETİRECEK
- Binanın büyük bölümünde yerli malzeme kullanıldı. Nedir bu miktar?
- Binanın bizlerin göreceği kısımlarının yüzde 80'i yerli üretim. Yerler mermer Türk, tavan Türk, duvarlar Türk... Bu binanın bir de görmediğimiz ama nimetinden yararlandığımız arka kısmı var. Damdaki Kemancı burada oynadığı zaman döner bir sahnesi vardı. Eşek de vardı sahnede. Sahne dönerdi, siz de o eşek kilometrelerce gidiyor hissini yaşardınız. Ya da sahne yarı yatardı. Bunlar babamın zamanında Avusturyalı bir firma tarafından yapılmıştı ama hepsi manueldi. Yani arkada bir ekip sahneyi döndürüyor, yatırıyor... Artık dünyaca ünlü sahnelerde böyle bir şey yok. Sahne ekipmanları, sahne tasarımı için teçhizat Türkiye'de yok. Bir tek Orta Avrupa'da var. Bir de Çin'de, en kötüsü... Bakanlık Orta Avrupa'dan alınıp en kalitelisi olmasına karar verdi. Artık her şey sahnede otomatik. Bunlar niye önemli? Çünkü biz bu sahneyi dünya sıralamasına sokarsak, dünyanın en ünlü temsillerini, operalarını İstanbul'da izleyeceğiz. Ülkelerin tanıtım kampanyalarında bu tür imajlar çok önemlidir. Burası bir turistin geldiği zaman uğrayacağı bir yer olacak. Taksim'i bambaşka bir hale getirecek bu bina.
Görkemli opera bale salonu
Opera ve bale salonunun tavanını oluşturan küre, el yapımı 15 bin kırmızı seramikten oluşacak.
Kültür Sokağı AKM ile Taşkışla arasında
Kültür Sokağı'nda restoran, kafe, kütüphane, çocuk sanat merkezi, müzik müzesi, sanat galerisi yer alacak.
Fecir Alptekin (Cumhurbaşkanı Başdanışmanı)
Açılış Koca Sinan operası ile olacak
2021 yılının ilk çeyreğinde açılacak olan AKM için Cuhmurbaşkanlığı'nda da hazırlıklar sürüyor. Bu hazırlıkları Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Facir Alptekin anlattı:
"AKM'nin açılışı için Koca Sinan operası besteleniyor
Cumhurbaşkanımızın AKM'nin açılışı için yeni bir opera besteletmesi, sanata ve AKM'ye atfettiği önemi gösteriyor.
Bu karar ortaya çıktığında, konu olarak kendi değerlerimizi öne çıkaran, bu topraklardan bir hikaye anlatan dünya standartlarında bir milli eser üretmemiz gerektiğini biliyorduk.
AKM, İstanbul'un kalbi. Mimar Sinan da İstanbul'un resmini çizen büyük sanatçı. Bu eser sadece Sinan'ın eserlerini değil Sinan ile Kanuni'nin dostluğunu, hikayenin fonunda Osmanlı döneminin gücünü ve değerlerini de işleyecek.
Açıkçası tarihi tesadüfleri barındıran bir süreç yaşadık.
Atatürk'ün Adnan Saygun'a Özsoy operası siparişinden sonra ilk kez bir Cumhurbaşkanı opera siparişi veriyor. Ve Sinan operasını da Saygun'un en kıymetli öğrencilerinden, Mimar Sinan Üniversitesi profesörlerinden Hasan Uçarsu besteliyor. Mimar Sinan operasının açılıştan sonra dünyayı dolaşmasını da hedefliyoruz.
AKM açılışını, yabancı konukların da olacağı, opera ve tiyatro salonlarında bir dizi etkinliğin yer alacağı, haftalık bir şölen olarak planlıyoruz. Ayrıca fuaye alanında AKM ve Devlet Opera Balesi'nin tarihini anlatan bir sergi de yer alacak.
Çınar Çavuş (Kültür Merkezleri Daire Başkanı)
AKM, Taksim ve Taşkışla bir meydanla birleşecek
Çınar Çavuş, AKM'nin kendisi için en heyecan verici projelerden biri olduğunun altını çizerek, detaylarını anlatıyor: 4 5 bloktan oluşan, 95 bin metrekare inşaat alanı var. A blok, 2038 kişi kapasiteli Opera Salonu'nun yer aldığı en büyük blok. B blok'ta 805 kişilik tiyatro salonu yer alacak. C-D-E blokları da, bu iki blok da Kültür Sokağı üzerinde yer alıyor. Kültür Sokağı AKM meydanı ile Taşkışla'yı birleştirecek bir proje. 4 Kültür Sokağı'nda, restoran, kafe, kütüphane, çocuk sanat merkezi, müzik müzesi, sanat galerisi, sinema, modüler çok amaçlı salon yer alacak. 4 Taşkışla ve Atatürk Kütüphanesi'nden yürüyerek, Kültür Sokağı'nın içinden geçerek Taksim Meydanı'na geçiş sağlanacak. 4 Opera salonun sahne sistemleri en son teknolojiye göre tasarlandı. Avusturya'dan Wagner Grup yapımını üstlendi. Dünyanın sayılı opera sahneleri arasında yer alacak proje, yukarıdan aşağıya inen, kayar ve döner sistemden oluşuyor. Uluslararası standartlardaki prova odaları yer alacak. 4 Opera ve tiyatro salonunun içinde akustik bir kabuk yapılıyor, bu sayede konser verilebilecek. 4 Çatı az su ihtiyacını gideren yeşil çatı sistemiyle kaplanacak. Malzemelerin büyük bölümü milli ve yerli markalardan tercih edildi. Projede olabildiğince gün ışığından yararlanıldı. 4 A Blok sekizinci kata Boğaz manzaralı bir restoran yapılacak. 4 B Blok'ta 432 araçlık bir otopark yer alacak. 4 Şu an 1100 kişi inşaatta çalışıyor.