Zamansız şarkıların, zamansız şarkıcısı o... Yüzü hep ileriye dönük oldu. Yenilikten korkmadı ama sırrı kendinde saklı olmakla birlikte, söylediği şarkılara ilk gününde vurduğu mühür, o tılsım hiç değişmedi... Nükhet Duru, kısa bir süre önce bugünün önemli genç sesleriyle yaptığı düetlerinden oluşan Hikayesi Var albümünü yayınlamıştı... Şimdi de, büyük usta, aranjör ve besteci Attila Özdemiroğlu için yapılan bir saygı albümünde çıktı karşımıza... Sezen Aksu'dan Teoman'a, Kenan Doğulu'ndan Özkan Uğur'a pek çok önemli ismin Özdemiroğlu bestelerini seslendirdiği albümde, Nükhet Duru da yine ustanın bestesi olan Kalbim Ege'de Kaldı'yı söylüyor... Bunu fırsat bilip, Duru'yla müziği ve hayatının gidişatını konuştuk...
- Attila Özdemiroğlu Besteleri projesine dahil oluşunuz nasıl oldu? Kalbim Ege'de Kaldı size ne hissettirir dinlerken ve söylerken?
- Attila Özdemiroğlu'nun sevgili eşi Hepgül aradı ve böyle bir projeye başlanacağını haber verdi. Ben daha şarkılara bakmadan Kalbim Ege'de Kaldı'yı seçmiştim zaten. Bana her zaman püfür püfür bir Yunan esintisi getirmiştir şarkı bu nedenle aranjesi üzerine çalışırken de önerim o duyguyu öne çıkarmak oldu. Valla çok keyifle, sanki sahil kenarında bir dostlar sofrasında yiyip içerken bir ağızdan herkesin eşlik ettiği bir şarkı oldu.
- Attila Özdemiroğlu'nu müzisyen bir dost olarak nasıl anlatırsınız?
- Çağdaş Türk Müziği'nin en önde gelen bestecilerinden biridir. Şarkısını söyleyen sanatçının hayatını değiştirdiği çok görülmüştür. Öyle beste yapardı yani... Şahane bir dosttu. Sitemdi, laf sokmaydı, hesap sormaydı böyle şeylerin yeri yoktu onun dünyasında. Her zaman güler yüzlü, iyimser, aşka âşık, ailesine ve çocuklarına âşık gerçekten çok özel bir insandı canım Ati...
- Kendisiyle anılarınız da boldur mutlaka...
- Valla ben iyi huylu bir stüdyo şarkıcısıyımdır hani, herkes tarafından bilinir. Ondan böyle rahat söylüyorum, panik olmam, kapris yapmam, şarkıya odaklanırım, öyle girer söyler çıkarım. Sevda albümünün kayıtlarını yaparken müzisyen arkadaşlar böyle övüyorlar, güzel sözler ediyorlar ben tabii mahcup oluyorum. Aticim dedi ki: "İyi tarifleyemediniz; Nükhet'le kayıt yapmak Rolls Royce'la seyahat etmek gibidir, başka şeye benzetemem!" Ay ben bir beğen bu iltifatı, her Rolls Royce gördüğümde çaktırmadan içimden güler, kendisine bir selam çakarım. Ayrıca yıllardır bu standardın üstüne çıkan başka bir iltifat almadım.
- Yakın dönemde Benim Hikayem adlı bir albüm yaptınız... Kalben'den Zeynep Bastık'a genç kuşağın farklı yorumlarıyla dikkat çeken pek çok ismi şarkılarınızı seslendirdi... Farklı türlerden ve algılardan gelen insanlara kapınız açık gibi duruyor... Müzikte ve hayatta Nükhet Duru'nun felsefesiyle mi ilgili bir durum mu bu?
- Bendekiler, bunca yılla beraber bugüne taşıdıklarım minnetle kabulüm ama bende olmayana her zaman açık kapım. Kendimi tekrar etmekten ölesiye korktuğum için her zaman kendi bildiğim alanın dışına ne şekilde çıkarım, alıştığımın üstüne bir taş nasıl koyarım, bunun derdindeyim. Fikir sahibi olup bilgi sahibi olmadığım farklı müziklere, sound'lara yaklaşmak, denemek, klişe gelecek ama kimi zaman sentezlemek yani birbirine yakışan tatları bulmak, bunları kendi sesimde duymak, duyduğum şeyde üzerine gitmeye değer bir duygu yakalarsam bir adım öteye taşımak, bunlar hep benim kendime, ruhuma yaptığım yatırımlar... Özellikle bir felsefe üretmek peşinde değilim. Her insan gibi kendimi arıyor, buluyor, kaybediyor, tanımaya ve anlamaya çalışıyorum. Herkes gibi ben de bu dünyada bir yer işgal ettim. Bu zamanın değerli bir 'yaşama' dönmesi için çabalamak, işte ille bir felsefe arayacaksak, hayatımın felsefesi bu.
- Bir belgeseliniz çekildi. Belgeselde ne bekliyor izleyeni? Tam anlamıyla bir hayat öyküsü mü, Nükhet Duru'yu ve müziğini anlatan detaylı bölümler mi?
- İKSV Film Festivali'nin galalar bölümünde kavuşacaktık filmimize ama pandemi süreci biraz uzattı. Belgesel Hikayesi Var albümünün ekseninde başlayıp giderek Nükhet Duru denilen imgeye çeviriyor perspektifini. Kayıt ve üretim sürecimiz üzerinden 'Nünü'ye çeviriyor gözlerini... İstanbul var dokusunda, sokaklar var. Asla bir hayat öyküsü değil, hamasi bir hikaye değil. Beni çok heyecanlandıran, çok mutlu eden bir iş. Yapımcımız Evren Ercan'a ve yönetmenimiz Mu Tunç'a müteşekkirim. İyi ki yaptık dediğim bir iş oldu.
Ben popçu değilim
- Vaktiyle "Ben popçu değilim" demişsiniz. Popüler müzikteki bütün bu türler karmaşasında müziğinizi nerede konumlandırıyorsunuz...
- Evet popçu değilim. İstediği her şeyi söyleyebilen, söyleyebildiği her şeyi denemek isteyen, hayatının hiçbir döneminde toplumsal kaygılarla hareket etmemiş, kitleleri ele geçirme hevesiyle davranmamış, kendi işinin 'işçisi' olmuş bir şarkıcıyım. Kendimi tanımlama gayretim de yok inan, anlatmaya çalışmaktan ise zaten yıllar evvel vazgeçtim. Söylediğin hissi yaratabiliyorsam, hissettiğim duygu kaydın yapıldığı günden yıllar, yollar sonra benden geçip yine size değebiliyorsa değişen sadece ben değilim ki, düşünsene sen de 19 yaşında bir gençken dinliyorsun mesela beni, dinlediğin kayıt belki de benim 19 yaşımdayken söylediğim bir kayıt ve sonra senin de hayatın bambaşka bir yöne gidiyor, bir sürü şey yaşıyorsun bugün elbette aynı genç değilsin. Dönüştüğün biri var mutlaka ve aynı şarkıyı tekrar dinliyorsun mesela benim söylediğim günden belki de 40 yıl sonra, artık ikimiz de hiç aynı değilken... Birlikte büyüyor, yol alıyor ve demleniyoruz.
Geçmiş kalbimde ama katiyen o anılarda yaşayarak dolanmam
- Nükhet Hanım, sizi yakından tanımayanlar bile aynı şeyi söylüyor, ilginçtir. Bulunduğunuz ortamı güzelleştiren, coşku ve neşe katan bir auranız var hep. Bu size bir aile yadigarı mıdır? Hep böyle misinizdir? Yoksa biz mi yanlış biliyoruz, çok sert, kızgın olduğunuz zamanlar da olur mu?
- Aile yadigarı kesinlikle değil, benimkiler bugünlerin tabiriyle 'cool' tiplerdi. Bu neşeli hal ailede bir tek bende bulunur. Genel olarak her şeyi iyi tarafından almaya çalışan bir yapım vardır. Kavga etmeyi sevmem, tartışmaktan kaçınırım. İnsanların fikrini kendileri istemediği sürece değiştiremeyeceğiniz gerçeğini kabul ettikten sonra hayat kolaylaşıyor. Kolay sinirlenmem ama biriktiririm ve kızarsam da kolay soğumam. Eskiden çok affediciydim şimdi direkt siliyorum. Kavgasız, gürültüsüz tipex, sana da öneririm.
- Geçmiş, bugün ve gelecek...
Bu üç kavram sizin için ne ifade ediyor... Hangisi üzerinde ne kadar durulmalı sizce?
- Ben sadece bugündeyim. Yönüm ise yarına doğru. Gelecek için hazırlık halindeyim. Geçmiş kalbimde, anılarımda ama katiyen orada, o anılarda yaşayarak dolanmam.