Anaların, 'evlat nöbeti' bölücü terör örgütü PKK tarafından evlatları dağa kaçırılan Hacire Ana ile başladı. PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin Diyarbakır il binası önünden yükselen haykırış, yavrusu bağrından koparılmış analardan karşılık buldu. Sayıları bir, iki, üç derken tam 68'e yükseldi. Yakıcı güneşin altında başlayan ve teröre karşı belki de ilk organik mücadele olan anaların eylemi soğuk kış gününde de devam ediyor. 81 ilden analar ve evlatlar, "Sizinleyiz, anaların bağrından yükselen bu ağıt terörün kalelerini yakıp geçecektir" diyerek destek veriyor. Bu mücadeleye en büyük desteklerden biri de devletin zirvesinden geldi. Hayata geçirdiği proje ve himaye ettiği kampanyalar ile Türkiye'de kadın ve çocuklar başta 7'den 70'e her kesimin hayatına dokunan Emine Erdoğan'ın ziyareti ile evlat nöbeti bambaşka bir boyut kazandı. Analarla evlat nöbetinde buluşan Emine Erdoğan'ın "Sizinleyiz" diyerek uzattığı el ile Diyarbakır anneleri güç ve moral buldu. PKK'ya karşı tarihin en anlamlı mücadelelerinden biri olan evlat nöbeti için SABAH Pazar'a açıklama yapan Emine Erdoğan, şu mesajları verdi:
ANNE YÜREĞİ GALİP GELECEK:
"Tarihte pek çok örnekle sabit. Anne yüreğinin gücünün terörü de, silahı da, zulmü de yendiğini gördük. Acılarını, özlemlerini içlerine gömmek yerine destansı bir mücadelenin fitilini yaktı anneler. 40 yıllık PKK mücadelesinde tarihin akışını değiştirecek bir duruş ortaya koyduklarını düşünüyorum. Aylar süren bekleyişler, yavaş yavaş mutlu haberlere, sevinç gözyaşlarına dönüşmeye başladı. Kimi 10, kimi 12, kimi 15 yaşında annelerinden kopartılan çocuklardan fırsat bulanlar, yıllar sonra, annelerinin mücadelesinden aldıkları güçle evlerine döndü."
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KİMYASI BOZULDU:
"Bu sivil eylem, terörün kalbine ok gibi saplanmıştır. Terör örgütünün hem kimyasını, hem ezberlerini, hem hesaplarını bozdu. Annelerin yaktığı meşale, tüm bölge halkına ışık oldu, dalga dalga toplumsal farkındalığı artırdı. Diyarbakır'a gidip yakından gördüğüm şey, bu duruşun ardındaki büyük cesaretti. Anaların yüreğinde mayalanan sevginin, terörün karanlığını nasıl yarıp geçtiğini gördüm. Hepsi cesurdu ve kararlıydı."
20 BİN ÇOCUĞU KURTARMA MÜCADELESİ:
"Terör örgütünün son 35 yılda 20 bin çocuğu ailesinden kopardığını gösteren raporlar var. Şimdi binlerce evlat, annelerine, ailelerine kavuşmayı bekliyor. Diyarbakır annelerinin mücadelesi, işte bu 20 bin evlattan mümkün olduğu kadar çoğunu örgütün zulmünden kurtarma mücadelesi. Terör örgütünün tehdidi ne kadar büyük, silahlarının namlusu ne kadar soğuk olursa olsun, annelerin sıcak yüreği karşısında etkisiz kalmaya mahkum! Bundan sonra hiç kimsenin gücü, ne Diyarbakır'da, ne de başka bir şehrimizde, hiçbir annenin evladını terör örgütlerinin inlerine kaçırmaya yetecek."
ANNELER ÖRGÜTÜN YAKASINA YAPIŞTI:
"Mücadele, Diyarbakır Anneleri'nin açtığı onurlu yolda, eskiden çok daha güçlü bir şekilde sürecektir. Buna kalpten inanıyorum. Diyarbakır'da yaşananlar, sevginin gücünün silahın gücüne galebe çaldığının ispatıdır. Anneler, tüm aracıları bir kenara bırakıp, doğrudan örgütün yakasına yapıştı. Bu mücadelenin başarısı mutlaktır. Çünkü biz inanıyoruz ki, Anneliğin ideolojisi, siyaseti yoktur!"
DALGA DALGA YAYILACAK
"Anne-evlat ilişkisi, kainattaki en güçlü, en temiz, en karşılıksız bağlardan biridir. Unutulmamalı ki, bölücü terör örgütü, bu kutlu bağın kurulduğu aileye savaş açmıştır. Anaları evlatlarından ayırmıştır. Toplumun değerlerine kastetmiştir. Diyarbakır Anneleri'nin yaptığının, sadece çocuklarını terör örgütüne kaptırmamak, onların hayatlarını kurtarmak olmadığını düşünüyorum. Onlar aynı zamanda toplumun geleceğini de terörün etkilerinden korumuştur. Bunun dalga dalga yayılan etkilerini önümüzdeki günlerde, yıllarda daha yakından göreceğiz."
MASKELERİ DÜŞTÜ
"Silahı değil, meşru siyaset alanını tercih ettiğini söyleyen sözde siyasiler, doğrudan kendi yüzlerine hakikati haykıran bu anneler karşısında çaresiz kalmışlardır. Kimi siyasi parti, kimi sivil toplum kuruluşu, kimi uluslararası kurum kisvesi altında Türkiye düşmanlığı yapanların maskesi düşmüş, gerisindeki karanlık yüzler ortaya çıkmıştır. Diyarbakırlı annelere kulak vermek, şehit analarına da kulak vermektir. Biz, bu vatanın hiçbir evladının birbirine silah doğrultmadığı bir Türkiye için omuz vermek zorundayız."
BİR ANNE OLARAK DESTEKLİYORUM
"Bir anne, bir kadın, bir insan olarak Diyarbakır Anneleri'nin bu kutlu direnişini destekliyorum. Unutulmasın ki, terörün ateşine odun taşıyanlar bu ateşte yanıp giderler. Terörün azgın değirmenine su taşıyanlar bir kaşık suda boğulup giderler. Türkiye, Türkü, Kürdü, Arabı, Çerkesi farklı kökenden 82 milyonun barış ve kardeşlik içinde yaşadığı bir ülkedir. İnşallah öyle kalmaya da devam edecektir."