Sanırsınız ki karşımızda oturan bu mimari dehası, Asayofya, Galata Mevlevihanesi, Balat'ta bulunan Bulgar Kilisesi (Demir Kilise) gibi, İstanbul'un ve dünyanın en önemli tarihi yapılarını restore etmiş kişi değil... Öylesine mütevazı, öylesine işinde gücünde... "Herkes bildiği işi yapar, ben de mimarlık yapıyorum işte" diyor. Fikriye Bulunmaz Türkiye'nin dünya çapında tanınmış en önemli yüksek mimarlarından. Restorasyon konusunda en mühim isimlerden. Bugünlerde tarihi Feshane'nin restorasyonuyla ilgileniyor. 1826 yılında II. Mahmud devrinde kurulan yapı, Tasavvuf ve Osmanlı Kıyafetleri Müzesi olacak. Ama Fikriye Bulunmaz'ın yedi yılda tamamladığı ve yakın dönemde restorasyonunu bitirdiği Demir Kilise onu dünyaya tanıttı. Yanan ahşap kilise yerine demirden inşa edilen ve açılışı 1898 yılında yapılan Demir Kilise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yedi yıl süren çalışmayla baştan aşağı restore edildi. Demir Kilise, Bulgar Ortodokslar için tarihi bir önem taşıyor. Kilise, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Sultan Abdulaziz'in fermanıyla inşa edilirken ilk prefabrik yapı ve ilk Bulgar kilisesi unvanlarını aldı. Bulgar kilisesinin Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi'nden ayrılmasından sonra Bulgarlar, Bulgar ileri gelenlerinden Stefan Bogoridi'nin evini ve arsasını bağışlamasıyla Patrikhane'nin 150 metre kuzeyinde bir kilise yaptırmaya karar verir. 1890'da bir proje yarışması açılır. Zeminin çürüklüğü nedeniyle, yığma kagir bir yapının temellerinin batacağı düşünülerek daha hafif ve dayanıklı olması ve gerektiğinde başka yere taşınabilir olması için demir iskelet yöntemi seçilir. Proje yarışmasını Hosep Aznavur kazanır. Uygulamayı Avusturya firması R W. Wagner firması yapar. Bir buçuk yıllık bir çalışmayla şimdiki yerinde yeniden kurulup ve 1898'de ibadete açılır. İşte yaklaşık 100 yıl sonra restorasyon görevi Fikriye Bulunmaz'a verilir. Bulunmaz çalışmalarını şöyle özetliyor: "Zemininde görülen kayma nedeniyle zemin ıslahı yapılan kilisenin üç cephesi güçlendirildi, paslı kolonlar statik projesine uygun olarak çelik kolonlarla değiştirildi, sökülen dış cephe kaplama ve süsleme elemanlarının restorasyonları, astar ve boyaları yapıldı. İç mekan restorasyon ve çevre düzenleme inşaatı kapsamında, zemin mermerleri söküldü, projesine uygun olarak yeniden kaplandı. Kilise duvarlarında korozyondan arındırılmak için mekanik temizlik yapıldı. İç duvardaki döküm süsleme elemanları numaralandırılarak söküldü, restore edilip montajları yapıldı." Bulunmaz sadece Demir Kilise'nin restorasyonunu yapmakla kalmamış, yaptığı işi dünyaya da tanıtmak için büyük çaba sarf ediyor: "Bulgar Kilisesi'ni tüm dünyada tanıtma çalışmalarındayım. Belgesel film, sergiler ve teknik sunumlar ile yaptığımız özel restorasyonu anlatıyorum. Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi'nde mimarlık öğrencilerine özel bir sunum yaptık. Plovdiv George Trak Kültür Merkezi'nde sunum yaptık. Hazırladığım belgesel film Varna Film festivalinde gösterildi. Safranbolu Uluslararası Belgesel film festivalinde özel gösterim, Almanya Ulm Bulgar haftası etkinliğinde sergi, sunum ve belgesel film gösterisi... Ve bir de kitap geliyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi restorasyon kontrollerimizde de destekleyici idi. Bulgaristan beni tanıyor, kiliseye gelen Bulgar vatandaşlar benimle fotoğraf çektirmek istiyorlar. Çünkü Demir Kilise onlar için çok önemli."
DİNE SAYGI DA RESTORASYONUN İÇİNDE
"İşe başlamadan önce zarar görmemeleri için kilise içindeki ikonaları vakfa teslim ettik. Çalışmalar bittikten sonra kendileri gelip bu ikonaları yerleştirdiler. Hatta ikonalarla ilgilenen kişiyi şirketimiz tarafından sigortaladık. Hristiyan inancına göre kilisenin apsis kısmına kadınlar giremiyor. İnşaata girip çıktım ama kilise kutsandıktan sonra, bir daha girmedim. Bizim işimiz de kültüre ve dine saygı önceliklidir."
Mevlevihane'nin örtülerini de dikti
Bulunmaz çok yönlü bir insan. Mesleğinin dışında yazı yazıyor, fotoğraf çekiyor ve ayrıca dikişe merakı var. Öyle ki Galata Mevlevihanesi restorasyonunda sadece mimari anlamda çalışmamış, . Mevlevihane ile yakından ilgilenen Bulunmaz, "Derviş odalarındaki sedir yastıklarına kılıf diktirdik fakat beyaz örtülerin dikilmesi gerekiyordu. Dikiş makinamı alıp Mevlevihane'ye götürdüm ve derviş odasındaki örtüleri kendim diktim" diyor
GELENLERE KEK İKRAM EDİYOR
"Müslüman bir ülkede, Müslüman bir insanın kiliselerini restore etmesi onları için çok kıymetli. Bulgaristan'da dört-beş kentte seminere katıldım, televizyon programına çıktım, ödül aldım. Emeğe büyük saygıları var" diyen mimar, kilisede dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen misafirleri ağırlıyor. Kİileseyi gezdiriyor. Hatta elleriyle yaptığı kekten de ikram ediyor."