- Aileniz ne diyor bu işe?
- Babamın da hayali otelcilikti, özellikle bizden sonra daha da ilgisi arttı ve İzmir'de iki otel açtı. Ben de onları sık sık ziyaret edip tecrübelerimi paylaşmaya çalışıyorum.
- Türkiye'den The Leading Hotels of the World'ün üyesi olan oteller var mi?
- Şu anda Çırağan ve Swissotel İstanbul bizim standartlarımıza uygun ve üyemiz olan oteller. Türkiye'den keşke daha fazla olsa. Başvurular gelince bile çok gururlanıyorum.
- Peki bugüne kadar ziyaret ettiğin oteller arasında unutamadığın hangileri?
- Oteller benim çocuğum gibi olduğu için ayırt etmem oldukça zor aslında. Tabii ki Swissotel ve Çırağan'da evim kadar rahat ediyorum. Marakeş'de La Mamounia'yi çok seviyorum. Marakeş'in o yoğunluğu, kalabalığı ve karışıklığının yanında otelin kapısından girer girmez sanki başka bir zamana, başka bir dünyaya adım atmış gibi hissediyorsunuz. Size, kendinizi saraydaki bir kraliçeymişsiniz gibi hissettiriyorlar. İtalya'da Como Golü kenarında bulunan Villa d'Esta diğer favorim. İnanılmaz bir manzarası var, herkesin mutlaka görmesi gereken bir otel. Bir de Brezilya'da Rio'da Copacabana Palace çok eğlenceli ve sevdiğim bir otel.
- Otelcilerin korkulu rüyası standartlarınızdan birkaç örnek verir misiniz?
- Aslında tüm otelcilerin bildiği şeyler, sadece biraz daha dikkat ve özen istiyor. Örneğin; rezervasyon için aradığınızda üç defadan fazla çalmadan telefona cevap verilmeli. Sizi beklemeye aldılarsa, süre 30 saniyeyi geçmemeli. Restoranda yalnız oturan bir müşteriysem garsonun okumam için bir şeyler getirmeyi teklif etmesi gerekiyor. Hastaysan sıcak bir çorba ya da ilaç göndermeleri şart. Oda kurallarına gelince; terlikler yatağın kenarında olmalı, kumanda yine kolay ulaşılabilecek bir yerde olmalı. Oda servisi odanın düzenini eksiksiz ve kuralına uygun yapmalı. Uyandırma servisi kesinlikle aksamamalı. Örneğin Çırağan'ın en sevdiğim özelliklerinden biri de uyandırmak için arandığım an kapım çalıyor. Yani uyanır uyanmaz kahvaltım servise hazır oluyor.