Ekranlarda pek çok yardım programı izledim. Kiminin adı yolsuzluklarla birlikte anıldı. Kimi, mağdurların dramından reyting süzmeye kalkıştı. Kimi, yardım etmeye çalışırken bilerek ya da bilmeden garibanların onurunu kırdı... Kimi de yardım işini
"layığıyla" yapmayı başardı. Son zamanlarda neredeyse kaçırmadan izlemeye çalıştığım bir program var. Adı,
"Veresiye Defteri." CINE 5'te cuma akşamları yayınlanan ama bu haftadan itibaren çarşamba gecesine alınan programı,
"Deli Yürek",
"Ekmek Teknesi",
"Acı Hayat" ve
"Kınalı Kuzular" gibi dizilerde oyunculuğuyla büyük beğeni toplayan
Ahmet Yenilmez sunuyor. Önce; programın isminin arkasında yatan anlamın altını çizeyim. Efendim,
Osmanlı padişahları zaman zaman şehri dolaşmaya çıkar, yoksul mahallelerdeki esnafın dükkanına girer, veresiye defterini alır ve rastgele bir kaç sayfayı yırtıp, atarlarmış. Böylece hem garibanları borçlarından kurtarır, hem de esnaftan bir nevi vergi alırlarmış. İşte
Ahmet Yenilmez ve ekibi de benzer bir kampanya yürütüyor. Kentlerin yoksul mahallelerindeki esnafı ziyaret ediyor, parasını ödeyip, veresiye defterindeki bazı borç hanelerinin üzerini karalıyor, o listede yer alan ihtiyaç sahiplerini evlerinde ziyaret ediyor ve hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Programı, benzerlerinden ayıran en önemli özellik ise yardım etmenin yanı sıra
"dert dinleyip" sorunları tamamen çözmeseler bile sahiplerinin gönüllerini ferahlatmaları ve
"insan yerine konulduklarını, hatırlandıklarını, değer ifade ettiklerini" onlara hatırlatmaları...
"Veresiye Defteri", izleyen herkesin
"vicdanına dokunmayı" başarıyor. Hele bu işi
Ahmet Yenilmez gibi yüreğinde
"şair duyarlılığı" barındıran
"sahici" bir adam yapınca, her şey daha güzel, daha nahif ve daha
"yerli yerinde" görünüyor. Henüz izlemeyenler, bu akşam
00.40'da
CINE 5 ekranları başında olsun.
NOT: Şu yaptığıma bakar mısınız? Medyatik'le aynı gün, aynı saatte yayınlanan programı tavsiye ediyorum. Yok, yok, benden programcı filan olmaz, artık iyice anladım!..