Uzun zamandır Best Model yarışmasını izlemeye gitmiyordum. Ama organizasyonun 25'inci yılı olduğu için, daha da önemlisi sevgili Erkan Özerman davetiyesini bizzat takdim ettiği için, Suada'daki geceye katıldım. İyi ki de gitmişim. Hafızamı tazeledim ve hem Erkan Özerman'ın, hem de Best Model of Türkiye yarışmasının şov dünyası için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anladım.
Davet öncesindeki barkovizyon gösterisini benim gibi 'hafıza ile malul beşerler' hayretle izlediler. Best Model'den bugüne kadar kimler çıkmamış ki? Deniz Pulaş, Deniz Akkaya, Şenay Akay, Ebru Ürün, Kenan İmirzalıoğlu, Kıvanç Tatlıtuğ, Burak Özçivit, Çağatay Ulusoy ve diğerleri... Hele bir önceki yarışmanın galibi Kenan İmirzalıoğlu'nun, yeni kral Kıvanç Tatlıtuğ'a unvanını devrettiği o unutulmaz sahne... Düşündüm de Erkan Özerman olmasaydı, son 10 yıl içinde genç kızlar kimi konuşacak, kime iç çekecekti?
"AŞİRET REİSLERİNİ GEÇTİM"
Bugüne kadar Erkan Özerman yarışmalarından tam 128 şöhret çıkmış. Hepsi de şu anda ekmek yiyorlar. Hem de üzerine bal-kaymak sürerek... Özerman sahnede "Kimin 128 evladı var ki? Aşiret reislerini geçtim" dedi. Haklıydı. Ama 'babalık hakkını', Kıvanç Tatlıtuğ tartışmasında yerli yerinde kullandığını söyleyemeyeceğim. İnsan, evladı için öyle konuşur mu?
Yine de Erkan Özerman -Allah gecinden versin- bu dünyadan göçtüğünde, şov dünyasının üretim bandındaki bir dişli kırılmış olacak. Bu nedenle sevgili Özerman'ın Best Model'ı yaşatmak için şimdiden veliahdını tayin etmesi gerekiyor.
Yarışmacılara gelince... Neredeyse tüm favorilerim ilk üçe girdi. Yürüyüş ve gülümseme dalında verilen mansiyonlar da yerli yerindeydi. Dikkatimi çeken; erkeklerin yarısının Kıvanç Tatlıtuğ, diğer yarısının Kenan İmirzalıoğlu'na benziyor olmasıydı. İki yakışıklının genleri, yarışmanın ruhuna karışmış olmalı.
Ancak şu 'baklava' takıntısı, model yarışmasını vücut geliştirme şampiyonasına dönüştürmüş. Bazı delikanlılar öyle abartılı kas yapılarına sahipti ki, ceketlerinin düğmeleri kapanmıyordu. Sanırım baklava modası, onlara 'öncelikle elbise vitrini' olduklarını unutturmuş.
SİBEL YATTIĞI YERDEN SÖYLEDİ
Kızlara bakınca, gelecek nesiller için endişeye kapıldım. İçlerinden en az üçü, acil anoreksiya (Bireyin kendi bedenini algılamasının bozulması ve sonuçta kendini kilolu görüp sağlığını yitirmesiyle sonuçlanan psikolojik dengesizlik) tedavisi için podyumdan önce acil servise gitmeliydi.
Büyük bir çoğunluğun ise vücudu selülit ve çatlaklarla doluydu. Selülit takıntılılardan değilim ama bu manzara bana 18-20 yaşındaki gençlerin doğru beslenmediğini kanıtlıyordu.
Ve sunucular... Cenk Eren sunuculuk yelpazesini televizyondan organizasyon sunuculuğuna doğru geliştiriyor. Son derece başarılıydı. Sahnede en kısa konuşması 20 dakikayı bulan Erkan Özerman'ı tatlı tatlı susturmak için olağanüstü çaba harcadı. Sibel Tüzün ise sahnede son derece talihsiz bir an yaşadı. 'Saten' şarkısını söylerken, saten kadar pürüzsüz ve kaygan zeminde dengesini kaybedip yere yuvarlandı. Ama müthiş profesyonelliğiyle 'yattığı yerden' şarkısını söylemeye devam etti. Ta ki partneri Cenk Eren gelip de kaldırana kadar...
Bu arada güzellik ve model yarışmalarında katılımcıların vücutlarına yağ sürmesi kesinlikle yasaklanmalı. Hem ortaya Kırkpınar'a rakip görüntüler çıkıyor, hem de zemini 'buzlanmış viyadük' kıvamına getirdiklerinden, sunucular ve diğer yarışmacılar için fiziki ve 'karizmatik' tehlike yaratıyorlar...