Çırağan Caddesi'ndeki çınar ağaçlarının kesilmesi ve sonrasında yürütülen süreç gündemdeki yerini korumaya devam ederken, TEMA'nın süreçle alakalı açıklaması çevre ve orman derneklerinin de tepkisine neden oldu.
Orman Mühendisleri Odası Genel Başkanı Hasan Türkyılmaz, çınar ağaçlarına ilk teşhisi koyan Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Bitki Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilimdalı Dr. Öğretim Üyesi Zeki Severoğlu'nun, tedavi yöntemlerini dönemin belediye yönetimine ilettiğini, ağaçların bir kısmının önerilen tedavi yöntemiyle kurtarıldığını, bir kısmının da raporda yazdığı gibi kurtarılamayarak kesiminin yapıldığını söyledi.
Ağaçların, kanser teşhisi konduktan sonra kesilmesine kimsenin karşı çıkmadığını vurgulayan Türkyılmaz, bu süreçte izlenen yola ilişkin görüşlerini şöyle aktardı:
"Birincisi sit kurulunun aldığı rapor hukuken geçerlidir ancak usulen eksiktir. Eksik olmasının iki sebebi vardır. Beşiktaş Tabiat Varlıklarını Koruma 4 Nolu Bölge Komisyonu'nda resmiyette bir orman mühendisi görünüyor. Orman mühendisinin görevli olduğu bir komisyonda, orman mühendisi olmadan karar almaları, hukuken değil ama usulen eksiktir. İkincisi, karar yazılırken son cümlesinde şu yazılır 'ilgili orman idaresinden gerekli yasal izinler alınmak kaydıyla kesimleri kesime uygundur' diye. Ancak bu kararda böyle bir cümle de yok. Büyükşehir Belediyenin Orman İdaresi'nden izin almadan kesim yapması hukuken doğru değildir. Bunu da maalesef TEMA örtmeye çalışıyor."
Raporda tezat bir durumun olduğunu savunan Türkyılmaz, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu ağaçlar kesilmeden önce bir uzmana danışılmamış. TEMA da yalan söylüyor, sit kurulu da yalan söylüyor, büyükşehir de yalan söylüyor. Bu kanseri teşhis eden Zeki Severoğlu'na sorulmamış. Kanser teşhisi konduğunda tedaviler fayda vermeseydi, hepsinin 2013 yılında kurumuş olması gerekirdi. Kanser bulaştığı ağaçların 2 yıl içinde kuruyacağını reddetmiyorum ama demek ki bu ağaçların hepsinde kanser hastalığı söz konusu değildi ki 11 yıllık bir geçmişte teşhis konulan ağaçlar bugüne kadar kurumamış. Kamuoyundan saklanan uygulama şudur, eğer bu 112 ağaç kanser teşhisi ile kesildiyse, sit kurulu raporunda da yazan, İBB'nin panolarında da ilan ettiği şekilde hakikat şudur, 3-6 ay arası toprak sterilize edilecek, hastalığa dayanıklı türler dikilecek. Doğrusu budur. Toprağa aynı tür ağacı dikerseniz, o ağaca kanser bulaşır ve ölür. 6 ay dinlendirilmesi gereken bir toprak niçin 2 gün içinde kamuoyundan baskı gelince, tam bunu izah edemedikleri yerde kurtulmak için '5-6 Mart'ta bu fidanlar dikildi' diye açıklama yapıyorlar. Bu ağaçlar kanserliyse, 2 gün içinde tekrar oraya fidanların dikilmesi doğru değildir. Kendi içlerinde tezata düşüyorlar. Kanserse itirazım yok kesin ama 6 ay oraya bir şey dikmeyin."
Kanser hastası bir ağaç kesilirken Kovid-19 tedbirlerinde olduğu gibi tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Türkyılmaz, ancak bu süreçte ağaçların kara düzen kesildiğini, hastalığın çevreye ve insan sağlığına zarar verir hale döndürüldüğünü ifade etti.
Kesilen ağaçların yerine tekrar uygun olmayan Batı çınarının dikildiğini ifade eden Türkyılmaz, "Kamuoyundan çınar baskısı geldi diye 'Avrupa'dan Batı çınarı getirdim, dikiyorum.'. Batı çınarı Avrupa'da bu hastalığa dayanıklıdır, Türkiye'de yerli türümüz olmadığı için dayanıklı değildir." dedi.
"ACİL VE RADİKAL KARARLARLA ÇINARLAR SAHADAN BOŞALTILMIŞTIR"
Eski Orman Fakülteliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kaya da TEMA'nın açıklamasının, bir sivil toplum görüşü olarak değil malumun ilanı olduğunu belirtti.
Bu çalışmayı 2016 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi'ndeki akademisyenlerin yaptığını aktaran Kaya, "Veriler bir çalışmaya dayandırılıyor. Dolayısıyla bu açıklama teorik bilginin ilanı olmuş. Oysa bizim dernek olarak konuyu gündeme getirmemiz, pratik uygulamalarla alakalıdır. Bir tane çalışma var ama bu bir çalışmanın bile sonuçları olarak bir pratik uygulama gerekiyor. Bu pratik uygulamaya yönelik bir uyarlama yok." dedi.
Çınarlarla ilgili bakım ekibinin özel olması gerektiğini dile getiren Kaya, sözlerine şöyle devam etti:
"Güncel bilgilere ulaşılması gerekiyor. Elde edilen bilgiler neticesinde oluşturulacak özel ekiple, bu çınarların bakımıyla ilgili, bilgili donanıma sahip özel ekip kurulması gerekiyordu. Yayınlanan görüntülere baktığımızda, ağaçlar kesiliyor ama steril çalışma yok. Bu hastalığın en yayılma yöntemi budama. Budamadan kaçınılması gerekiyor. Yapılacaksa bile çok özel önlemlerle ve sterilizasyon kurallarına uyarak yapmak gerekiyor. Çalışma bittikten sonra bir çok materyal sahada duruyordu. Karşı karşıya kaldığımız sorun, geliştirilememiş pratik uygulamalardır. Acil ve radikal kararlarla çınarlar sahadan boşaltılmıştır. Kuruma ile alakalı kamuoyunu ikna edici çalışmalar yok. İhmale giden bir sürecin olduğunu görüyoruz. Bu dönemde neler yapıldığı ile alakalı hiçbir veri yok. Sadece kesilen ağaçları gördük. Özel bakım çalışmalarının yapılması gerekiyordu. Bu süreç işletilmediği için burada bir ihmalin olduğu şüphesini kamuoyuna taşımış olduk. Konuşulması gereken konu, geriye döndürülemez bir süreç varsa, buna kamuoyunun ikna olması gerekiyordu."
Kemal Kaya, kurul raporunu değerlendirecek bir uzmanın ekipte yer almadığını ifade ederek, "Dolayısıyla bunlar, şu intibayı uyandırıyor, demek ki bu ağaçları kesmek için bu raporlar gündeme getiriliyor. Bir süreç sonucu değil de bu ağaçların kesilmesine karar vermek için bu tür çalışmalar yapılıyor. Pratikte özel bir çaba görülmüyor." dedi.
Kesilen ağaçların yerine yenilerinin dikilmesine ilişkin de değerlendirmede bulunan Kaya, "Bu ağaçlar da ithal ürünler. Türkiye'de 20 yaşında çınar üreten fidanlık maalesef yok. Bunların bir çoğu, ithal olarak temin ediliyor. Yeni dikilenlerde de aynı risk söz konusu." diye konuştu.