Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullanılan Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davada yargılanan, Akıncı'da harekat komutanı olarak görev yapan ve darbe faaliyetlerini düzenlediği belirtilen eski Albay Ahmet Özçetin'in çapraz sorgusuna devam edildi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, Mahkeme Başkanı Selfet Giray, iddianamede Özçetin'in kullandığı belirtilen telefon numarasını okuyarak, 15 Temmuz'da yaptığı görüşmelerden bazılarını saydı.
ARKADAN GELEN KİŞİ HAKAN KARAKUŞ
Sanık Özçetin, telefon numarasının kendisine ait olduğunu ancak görüşmeleri kendisinin yapmadığını savundu.
Özçetin, 143. Filo koridorundaki kamera görüntülerdeki kişinin de suret olarak kendisine benzediğini belirterek, "Suret olarak 'benim' diyebilirim." şeklinde cevap verdi. Özçetin, 141. Filo koridorundaki kamera görüntülerinde de önde yürüyen kişinin sanık Hakan Evrim, ortadaki kişinin kendisi, arkadan gelen kişinin de sanık Hakan Karakuş olduğunu teşhis etti.
Mahkeme Başkanı Giray, görüntülerde sanık Bilal Akyüz'ün konuştuğu sivil kişinin kim olduğunu sordu. Özçetin de "Şu an çıkartamıyorum." şeklinde yanıtladı. Özçetin, 15 Temmuz'da Bilal Akyüz ile bir şekilde görüştüğünü ancak görüşmenin içeriğini hatırlayamadığını iddia etti.
Sanık Özçetin'e daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın yer aldığı kamera görüntüleri izlettirildi. Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Hava Kuvvetleri Komutanın getirilişi var." ifadesine sanık Özçetin, "Getirilişinden ziyade gelişi var." itirazında bulundu.
"KOMUTAN TUVALETE BİLE BU SİLAHLI KİŞİLERLE Mİ GİDİYOR?"
Hakim Giray, Orgeneral Ünal'ın koridorlardaki görüntülerinde sürekli arkasında 2 silahlı asker bulunduğuna dikkati çekerek, bu kişilerin önce kamuflajlı daha sonra sivil giyinmelerinin nedenini sordu. Giray'ın, "Komutan tuvalete bile bu silahlı kişilerle mi gidiyor?" sorusu üzerine Özçetin, "Onlar komutanın korumaları. Gittiği her yerde yanından ayrılmazlar, ayrılırlarsa suç işlemiş olurlar. Komutanın defalarca serbest gezdiğini görüyorum. Gittikleri yerde tuvalet var, anladığım kadarıyla Komutan sık sık tuvalete gitmiş. Bu da Hava Kuvvetleri Komutanının filoda serbest dolaştığının kanıtı." diye konuştu.
Sanık Özçetin, Mahmeke Başkanı Giray'ın "Sizlerin yanında kimse yok, onun yanında hep silahlı kişiler var." ifadesi üzerine, "Herkes komutana selam vermiş, emrine amade şekilde bekliyor. O komutan... Bize cevap verecek bir duruş sergileyebilir. Ağzı bağlı değil. Oradaki herkes gözünün içine bakıyor." dedi.
Davanın müdahillerinden Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal'ın avukatı Ahmet Erdem de "Akıncı Üssü'nü, özel kuvvetlerden kimin aradığını, kaç kişinin geleceğini bilmemek Mürted'in bir numaralı general adayına layık bir hareket mi?" sorusunu yöneltti. Sanık Özçetin, soruya "Evet" demekle yetindi.
"MAHŞER GÜNÜ O ŞEHİTLERLE NASIL HELALLEŞECEKSİNİZ?"
Sanık Özçetin, avukat Erdem'in, "Abidin Ünal FETÖ'cü mü, Nihat Altıntop FETÖ'cü mü?" sorularını ise yanıtsız bıraktı. Özçetin, "Avukat, Abidin Ünal'ı kurtarmak için yalan yanlış bilgilerle olayı başka noktaya getirmeye çalışıyor. Anlattıklarım gerçektir. İfadeler verilince gerçeği göreceğiz. Avukat yanlış bilgilerle kasıtlı sorular soruyor." değerlendirmesinde bulundu.
Avukat Mustafa Erkan Misafir de Polis Özel Harekat Dairesini bombalayan uçakların Özçetin'in talimatıyla kalktığını, uçaklara mühimmatların yine sanığın talimatıyla yüklendiğini ve sanığın, ailesi ve kendisinin tehdit altındayken bu talimatları verdiğini ifade ettiğini belirterek, "Kendinizin ve ailenizin can güvenliği için o polislerin ölümüne nasıl göz yumuyorsunuz? Mahşer günü eşinizle çocuğunuzla helalleşebilirdiniz ama o şehitlerle nasıl helalleşeceksiniz?" diye sordu.
Sanık Özçetin, şunları söyledi:
"Bombalama talimatı vermedim, polislerin ölmesinden ben de çok üzüntü duydum. Bu olayın nasıl gerçekleştiği konusunda detaylı araştırma yapılması lazım. Pilot mühimmatı kendi kafasına göre bırakmaz, mutlaka pilota talimat verilmiştir. Aldığı talimatta pilotu ikna eden husus vardır, ona ikna olmuştur ki mühimmat bırakmıştır. Bu mühimmat birçok şekilde bırakılmış olabilir. Talimat birçok yerden verilmiş olabilir. Muhabere karıştırması diye bir şey var, telsize girerler ve sizi yanlış yere yönlendirirler. Biz telsiz karışması yüzünden kendi gemimizi batırdık. PKK'ya bomba atarken telsize girme hadiseleriyle karşı karşıya kaldık. Buradaki büyük karanlığın dava sürecinde ortaya çıkmasını umut ediyorum."
Özçetin'in şehitlerden "ölü" diye söz etmesi üzerine, bazı şehit yakınları, "Ölü değil, şehit diyeceksin, alçak, hain." diyerek tepki gösterdi.
İFADELERİ REDDETTİ
İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca, iddianamede yer alan bir ifadeyi okudu ve ifadeyi veren teğmenin, 143. filoda Kubilay Selçuk, Hakan Evrim, Ahmet Özçetin, Mustafa Azimetli'nin bir arada gördüğünü, hepsinin elinde telefon olduğunu, "TV kanallarını basın, Kızılay'da toplananları dağıtın." şeklinde emirler verildiğini söylediğini aktardı.
Sanık Özçetin ise böyle bir görüntünün makul olmadığını, telefonunun evde olduğunu, yanında makam telefonunun bulunduğunu öne sürdü.
Bir başka tanık ifadesinde, yanında uzun saçlı, saçları arkadan toplanmış, bir erkekle aynı araçla 143. Filoya gittiğinin belirtildiği hatırlatılan ve bu kişinin kim olduğu sorulan Özçetin, "Bunu ifadeyi veren kişiye sorun." dedi.
Avukat Kızılca'nın, sanığın aleyhine ifadeleri anımsatarak, "Herkes sizin aleyhinize organize olmuş. Bunu mu söylüyorsunuz?" sorusuna Özçetin, "Bütün ifade verenlere teker teker soralım, görelim." karşılığını verdi.
"2016 TEMMUZ 15'TE DARBE YAPACAĞIZ DEDİK"
Dosyanın sanıklarından Mete Kaygusuz'un talimatları Özçetin'den aldığı yönündeki ifadesinin hatırlatılması üzerine de Özçetin, "Böyle bir talimatım olmadı. Çıksın Mete Kaygusuz, tekrar açıklasın." şeklinde konuştu.
Darbe davalarının sanıklarından Bilal Akyüz, Ali Eraslan, İsa Sancaklı, Veysel Kavak gibi isimlerin askeri liseden arkadaşı olduğunun belirtilmesi üzerine Özçetin, "Gerçeği açıklıyorum. 1987 yılında bu isimlerle oturduk, '2016 Temmuz 15'te darbe yapacağız.' dedik. Gerçek bu." ifadelerini kullandı.
Daha önceden arkadaş olduğu bu kişilerle darbe faaliyetinden yargılanmasının tesadüf olup olmadığı sorulan Özçetin, "Roma'yı da biz yaktık. Geçmişe gittik, Roma'yı yaktık, geri geldik." dedi. Bunun üzerine salondaki izleyiciler, sanığın ifadelerine tepki gösterdi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray da "Böyle bir cevap usulü yok." diyerek sanığı uyardı.
İddianamede yer alan bombalama emirlerinin geçtiği görüşmelerin okunması üzerine Özçetin, tapeleri inkar ederek, böyle bir talimatta bulunmadığını savundu.
"Uçaklara mühimmatın yüklenmesi emrini siz mi verdiniz? TMH kapsamında uçaklara yüklemeyi siz yaptırdınız değil mi? TMH kapsamında bu uçağa hangi bomba yüklendi ve özel harekat polisleri şehit edildi?" yönündeki sorulara karşılık Özçetin, "Bununla alakası yok. Polisleri şehit etmek üzere bir bomba yüklenmedi." iddiasında bulundu.
Sedat Peker'in avukatı Muhammet Hardalaç da sanığın aracında Sedat Peker'in ikametgahının uydu görüntülerinin bulunduğu belge ile isminin yer aldığı liste ele geçirildiğini anımsatılarak, söz konusu listede Sedat Peker'in isminin neden yer aldığını sordu.
Sanık Özçetin, arabayı temiz bir şekilde verildiğini, söz konusu belgenin teslim edildikten 5 gün sonra yapılan aramada çıktığını, kendisine ait olmadığını iddia etti. Özçetin, "Darbecilerin yapmak isteyip sizin engel olduğunuz bir şey var mı?" sorusuna ise cevap vermek istemedi.
Duruşmaya öğle arası verildi.