Nurgül Yeşilçay, film çekimi için bulunduğu İran'dan en son bu pozu 'Hayranı olduğum İran sinemasında 'Güzel Cin' filmimizden bir kare' notuyla Instagram sayfasında paylaştı.
Ünlü oyuncu ayrıca şu açıklamayı yaptı:
'Benim için çarşafa alışmak çok zordu. Ama ilk günlere göre gayet iyiyim.
Çarşaflı kadınlar onu bir uzantısı gibi profesyonelce kullanıyorlar.
Burada çalıştığım herkes çok yakıştığını söylüyor.
Ben de yakıştırıyorum açıkçası; daha gizli ve gizemli bir güzellik sunuyor seyirciye. Zaten hayranlık duyduğumuz İran sinemasının da sihri bu değil mi?' Sosyal medyada bu pozla dalga geçenler oldu:
'Nurgül Karaçay', 'Nurgül Poşetçay' gibi. Fantezi peşinde koşanlar da yok değildi; 'O çarşaf çıkar filmde kesin', 'Çarşaflı öpüşme sahnesi gelir mi?' vs. yazıldı.
Türkiye'de çarşaf hep gericilik, irtica, 'Şeriat geliyor' söylemleriyle anıldı.
Çarşaf, laik-antilaik çatışmasının hep ortasında yer aldı.
Çarşaf bugün bazı Avrupa ülkelerinde dini, ideolojik bir sembol olarak gösterilip yasaklanıyor.
Özetle; çarşafa hiçbir zaman sadece bir giyim tarzı olarak yaklaşılmadı.
Oysa çarşaf gizemli, estetik bir giysi.
İran'a gidenler bilir; İranlı kadınlar çarşafı çok estetik kullanıyorlar ve kendilerine daha gizemli bir hava katıyorlar. Muhtemelen Nurgül de 'Güzel Cin'in çekimlerinin devam ettiği İsfahan'da bulunduğu süre içinde bunu fark etti.
Nurgül'ün çarşaf için 'Daha gizli ve gizemli bir güzellik sunuyor' demesini önemli buluyorum. Nurgül, çarşafa sadece giyim tarzı ve estetik açısından yaklaşan ender sanatçılardan biri oldu.