İlkokul dördüncü sınıfa giden büyük oğlum; yabancı dilden 94, matematikten de 80 aldığını söyledi. Ben de sevindim tabii ve onu motive etmek için "Hep daha yüksek not almaya, hiç hata yapmamaya çalış" dedim. Fakat Draper Üniversitesi'nin kurucusu, ödüllü girişimci Tim Draper'a göre ben hata yapıyorum.
Bu yıl beşincisi düzenlenen, 100 girişim sahibinin projelerini anlattığı Startup İstanbul etkinliğinde konuşan Tim Draper; başarılı bir girişimcinin, uzun iş hayatı boyunca defalarca yönünü kaybedebileceğini belirterek şu önemli tespitte bulundu:
"2008 krizinde toplumca bir şeyleri yanlış yaptığımızı fark ettik. Okullarda çocuklarımıza hata yapmamayı öğretiyoruz. Bir sınavdan 100 puan almak, hiç hata yapmamak anlamına geliyor. Öncelikle bunu değiştirmemiz gerekiyor. Çünkü hata yapmadan inovasyon yapmanız mümkün değildir."
BU SİSTEMLE ÇOK ZOR
Büyük rekabet ortamında ayakta kalabilmek için şirketlerin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekiyor.
Bu değiştirme ve yenileme işlemine 'inovasyon' deniyor. Daha basit bir örnekle bir cep telefonu, GSM operatörü ya da diş macunu markasının hep kendisini yenilemesi, yeni ürünler sunması gerekiyor.
Aynı etkinlikte kürsüye çıkan TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi de 2023 yılında Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almasını hedeflediklerini ve bu amaca inovasyon olmadan ulaşmanın mümkün olmadığını ifade etti.
Türkiye'deki sınava ve ezbere dayalı eğitim sistemi kökten değişmediği sürece, ilk 10'a girmemiz zor.
Eğitimde bu kısır döngüden kurtulmak için sürekli sistem değiştiriyoruz ama daha radikal değişikliklere ihtiyacımız var. En basit örneğiyle; öğrenciye 12 yılda İngilizce öğretemeyen bir eğitim sistemimiz var.
Daha da önemlisi; sorgulamaya, araştırma yaparken hatalar yaparak daha iyi öğrenmeye, deneyim kazanmaya, zekayı ve yaratıcı fikri üst seviyeye çıkarmaya olanak tanımayan bir eğitim sistemimiz var. Elbette 'Finlandiya'nın, Güney Kore'nin eğitim sistemlerine sahip olalım' demek, nüfus yoğunluğumuz ve ekonomik gücümüz açısından gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Lakin dünyadaki doğru eğitim modellerini, en az masrafla bize en uygun hale getirmenin yollarını mutlaka bulmalıyız.