Her şey bu fotoğraflarla başladı... Önce Rize'de Hamdu Sena Bilgin (11), kardeşi ile keçi otlattıktan sonra dönüş yolunda kar yağışına yakalandı.
Bu arada keçilerinden biri doğum yaptı. Hamdu Sena'nın, anne keçiyi sırtına, yavru keçiyi de köpeğinin sırtındaki okul çantasına koyup taşıdığı esnada ağabeyi tarafından çekilen bu fotoğraf, sosyal medyada büyük ilgi gördü. Hamdu Sena bir anda fenomen oldu, kendisine 'Rizeli Heidi' dendi.
Anne keçinin minnet dolu bakışları, yavru keçinin sırıtması, dizine kadar kara batmış Hamdu Sena'nın kendinden emin cesur hali, karlarla kaplı muhteşem manzara vs.; bu fotoğrafta havyan ve doğa sevgisi, cesaret, azim, güzel Türk insanı her şey vardı.
Ve şimdi Hamdu Sena Bilgin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için Ankara'ya davet edildi. Hamdu Sena, Cumhurbaşkanı ile görüşmeye keçisi ile beraber gidecekmiş ve köyüne yol yapılmasını isteyecekmiş.
29 Ekim resepsiyonunun başka fenomen konukları da var. Zonguldak'ta halk otobüsüne binip kirlenmemesi için boş koltuklara oturmayan madenciler de davet edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önce 29 Ekim resepsiyonları bürokratik ve sıkıcı geçerdi. Genelde siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler, askerler davet edilir ve yine sadece siyaset konuşulurdu. İlk açıldığında çok eleştirilen Külliye için Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burası halkın evi" diyordu ve öyle oldu. Külliye; açıldığı günden beri gazisinden şehit ailelerine, sanatçısından sporcusuna, Down Sendromlu çocuklardan muhtarlara, Rizeli Heidi'den madencilere toplumun her kesiminden insana evsahipliği yapıyor. Rizeli Heidi'nin keçisini de unutmayalım!
Günümüzde ülke liderlerinin halkla kaynaşması beklenen bir durum. Putin'den Merkel'e kadar birçok lider halkıyla birlikte ama Cumhurbaşkanı Erdoğan kadar samimi olanı az. Köprüde intihara kalkışan genci görünce arabasını durdurup ikna eden, yolda yürürken 'Çay içelim' diyen vatandaşların evine konuk olan, damat adaylarına kız isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halka buluşması genelde doğaçlama gelişiyor. Keçisini karlı dağ yollarında sırtında taşıyan Hamdu Sena'nın hiç aklına gelir miydi bir gün Külliye'ye gidip derdini anlatmak. İşte bunu mümkün kılmak ve 'Cumhurbaşkanımız belki bir gün bizimle de çay içebilir' diye düşünmek; halkı, liderinin etrafında kenetliyor, geleceğe dair umutlarını artırıyor.