Her 17 Ağustos'ta 1999'da yaşanan Marmara Depremi'ni hatırlıyoruz. Deprem uzmanları, her 17 Ağustos'ta ya da yaşanan orta ölçekli her depremde ekrana çıkıp çok yakında İstanbul'u vuracak depremden bahsediyorlar.
Sonra her şey unutuluyor...
'Deprem haberciliği' diye bir şey var. İstanbul'a dair kıyamet senaryolarını yazılıyor, anlatılıyor vs.
Peki, olası İstanbul depremine hazır mıyız? Kentsel dönüşüm başta iyi gitti; bazı riskli binalar yıkıldı, yerine yenileri yapıldı.
Lakin kentsel dönüşüm bir süre sonra rantsal dönüşüm oldu! İstanbul'un para eden semtleri şantiyeye dönüştü, sağlam binalar sırf iki kat daha çıkmak için yıkılıp yeniden yapılıyor.
Hafriyat kamyonları yüzünden birçok insan hayatını kaybediyor.
Mahallelerde toplanma alanlarımız ve deprem sırasında kullanılmak üzere içinde kurtarma ve yardım malzemelerinin olduğu konteynırlar vardı, ne oldu onlara? İstanbul'da deprem konteynırı gören var mı? Kullanılmıyorlar, boşa yer işgal etmesin diye kaldırıldılar herhalde.
Özetle; sadece 'Deprem olursa ne olur'u konuşuyoruz, hazırlanmıyoruz. Allah hepimizi korusun.