Stadyumlara isim koymak gerçekten zor bir iş. Kimseyi memnun edemezsin; taraftar beğenmez, taraftarın beğendiğini yönetim onaylamaz vs.
Şenol Güneş, Trabzonspor'un Akyazı'da yapılan yeni stadyumuna adının verilmesini hak eden birkaç spor adamından biri. Belki Türk futboluna 'dört büyükler' kavramını kazandıran, Trabzonspor'u dört kere şampiyon yapan Ahmet Suat Özyazıcı da bu onuru hak ediyordu.
Ama Güneş de, bordo mavili formayla, hem kaleci, hem de teknik direktör olarak takımına büyük hizmetler sundu.
Türkiye'yi Dünya Kupası'nda üçüncü yaptı.
'İsim vermenin amacı ismi yaşatmaksa, yaşayan bir insanın adı bir yere neden verilir?' diye soranlar da olabilir. Ama saygı duyulan bir insanı öldükten sonra değil, yaşarken onurlandırmak da güzel bir davranış değil mi?
Hayatta bir karar alırken her zaman en kötü senaryoyu da düşünmek gerekir. Hadi düşünelim;
Şenol Güneş, Beşiktaş'ın ya da başka bir takımın teknik direktörü olarak Şenol Güneş stadyumunda şampiyonluğu belirleyecek bir maça çıkabilir. Bu Trabzonspor için daha hayati bir maç da olabilir. O maça hakem hataları damgasını vurabilir, Trabzonspor haksızlığa uğrayabilir ya da Güneş, bir pozisyonda Trabzonsporlu bir futbolcuyla tartışabilir vs.
Umarım böyle kötü bir senaryo yaşanmaz. Peki, yaşandı diyelim; Trabzonspor taraftarı stadyumdan Şenol Güneş ismini söküp atar mı?
Daha önce Avni Aker'de yaşanan olaylara bakınca böyle bir ihtimal var.
Bu noktada Trabzonspor taraftarına daha büyük iş düşüyor. Artık bordo mavililer her koşulda, haksızlığa uğrasalar da; en kritik, en tartışmalı maçlarda bile Şenol Güneş'e sahip çıkmak zorundalar.