EURO 2016'da sadece takım değil, taraftarlar da kötü bir sınavdan geçiyor.
Fransa'da en az sorun çıkaran ülkelerden biriyiz. Türk taraftarlar kavgaya karışmıyor, kimseye sorun çıkarmıyor.
Gurbetçiler ve Türkiye'den gidenler, şampiyonayı turistik bir gezi gibi geçiriyor.
Üç gün boyunca Nice ve çevresindeki turistik yerlerde en çok Türk taraftar gruplarıyla karşılaştım. Erkekler kafelerde, kadınlar da alışverişteydi. Bu fazla turistik halimiz, tribünde taraftar baskısı oluşturamadı.
Sakin İspanyollar bile, tribünde Türkleri susturmayı başardı.
Maç öncesi İspanyol ve Türk anonsçular, takım kadrolarını duyurdu. İspanyol anonsçu oyuncuların önce soyadlarını söyledi, taraftar da isimlerini haykırdı. Bizim anonsçu kimdi ve onu nereden buldular bilmiyorum ama çok garip bir Türkçesi vardı. Herhalde Fransa'da yaşayan bir gurbetçiydi... Bizim anonsçu, isim ve soyadları aynı anda okudu ve taraftara isim söyleme şansı tanımadı. Takımlar anons edildikten sonra, her takım için bir taraftar marşı çalındı ve İspanyollar yeri göğü inletti. Sıra bize gelince Mehter Marşı çalındı. Mehter Marşı denince akla Türkler gelir, anlamlıdır ama tezahüratı yapılmaz. Biz de İspanyollarla birlikte Mehter Marşı'nı dinledik ve eşlik edemedik. Bu ayrıntılarda bile sınıfta kaldık.
Maç sırasında İspanyol taraftarlar gibi pozisyonlara refleks gösteremedik, hakemi etki altına alamadık. Gerçi gerek de yoktu çünkü futbolumuz berbattı!
Arda Turan'ın yuhalanmasının sorumlusu da gurbetçilerdir.
Türkiye'den Fransa'ya giden taraftarların az çok tribün kültürü var; oyuncuyu yuhalayarak takımın desteklenmeyeceğini biliyorlar. Ama gurbetçiler, 40 yılın başı, bir Türk takımı Avrupa'ya giderse maça gidiyor. Sahada kötü futbol oynandı mı, faturayı da anında futbolculara kesiyorlar.
Bizde de futbolcular arada yuhalanır ama gurbetçiler bu yanlışı uç noktada yapıyor.
Maçı tribünde izleyenler;
Arda'yı yuhalayanların, Fatih Terim ve ailesine küfür edenlerin gurbetçiler olduğunu gördü. İspanyollar Arda'ya sahip çıkınca, utancımız da iki katına çıktı. Kısacası hem sahada, hem de tribünde yenildik.
