Türkiye'deki ebeveynlerin yüzde 93'ü; oyun oynamanın ileride çocuklarının çok yönlü yetişkin olmasını sağladığı fikrine katılıyor.
Ebeveynlerin yüzde 94'ü; oyun oynama fırsatı olmayan çocukların öğrenmede zorluk yaşayacağına inanıyor.
Ebeveynlerin yüzde 57'si, çocuklarının kendi çocukluk dönemlerine kıyasla daha az oyun oynama imkanına sahip olduğuna inanıyor.
Ancak yapılan son araştırmaya göre; Türkiye'de çocukların yüzde 61'i günde sadece bir saat dışarıda oyun oynuyor. Yedi çocuktan biriyse dışarıda oynamıyor. Çocuklar zamanlarının yüzde 13'ünü açık havada oynayarak, yüzde 21'i ise ekran başında oyunlarla geçiriyor.
Özetle; Türk halkı neyin doğru olduğunu biliyor ama uygulamaya gelince yine sınıfta kalıyor, çocuklar evde hapis hayatı yaşıyor. Bu araştırmayı yapan şirketin uluslararası deterjan firması Unilever Omo olması da enteresan. Unilever Omo'nun 'Kirlenmek güzeldir. Çocuklarınızın dışarı çıkmasına izin verin' temalı bir de reklam kampanyası var. Demek durum o kadar vahim ki, çocuklar hiç dışarıya çıkmadıkları için kıyafetlerini kirletmiyorlar ve bu da deterjan satışlarını düşürüyor.
Bu köşede birkaç kez yazdım; özellikle büyük şehirlerde mahalle kültürü öldü. Mahalle kültürünü öldüren faktörlerden biri, çocukların oyun oynayacak alanlar bulamaması. Bizim zamanımızda her mahallede bir boş arazi, tırmanacak ağaçlar olurdu. Her gün mahalle maçları yapılırdı, köşe kapmaca, uzun eşek, yakar top, körebe, seksek vs. oynardık. Şimdi çocuklar bu oyunların adını bile bilmiyor. Varsa yoksa tablet ve Playstaion oyunları. Hele Minecraft diye bir bilgisayar oyunu var ki, anında çocuklarda bağımlılık yaratıyor. Çocuğun hayatı Minecraft olup çıkıyor. Çocukların evde hapis kalması, ileride çok büyük sorunlar çıkaracak. Bilgisayar bağımlısı, asosyal bir nesil yetişiyor. Ebeveynler, çocuklarını dışarı çıkarma konusunda daha duyarlı olmalı. Özellikle büyük şehirlerde belediyeler her mahalleye park ve top sahası yapmak zorunda. Öyle göstermelik, ücra köşelerde yeşil alan yaratmakla olmuyor bu işler.