'Küçük Prens'i ilk üç günde 53 bin 828 kişi izlemiş.
Kötü bir gişe değil ama daha yüksek bir ilgi bekliyordum. Sonuçta 'Küçük Prens', hâlâ dünyada en çok satan 10 kitaptan biri. Verdiği mesajlarla çocukların hayata bakış açısını değiştiren, onları daha yaratıcı yapan, hayal güçlerini zirveye çıkaran, yetişkinlere nasıl çocuk yetiştirilmesi gerektiğini en kısa yoldan anlatan bir kitabın sinema uyarlaması daha çok izlenmeyi hak ediyor. Üstelik film, kitabın felsefesini de keyifli bir macerada anlatıyor.
Hadi çocuklar 'Küçük Prens'in vizyon tarihini takip edemiyor; yetişkinler çocuklarını bu filme neden götürmüyor anlamış değilim.
Örneğin 'Minyonlar' gişede daha çok izlendi. Çünkü pahalı bir film, reklamı çok yapıldı, fast-food zincirlerinde bile filmin oyuncakları dağıtılıyor vs.
Ben çocuklarımı 'Minyonlar'a da götürdüm. Evet eğlenceli bir film ama verdiği kayda değer bir mesaj yok. Çocuklarım o filmde ne kendilerine ilham kaynağı olacak bir öykü buldular, ne de hayal güçlerini geliştirecek karakterler izlediler. Elbette çocuklar bu tarz filmleri de izlemeli ama her zaman değil. Onların da büyükler kadar, boş filmlerle kafalarını boşaltmaya ihtiyaçları yok. Sonra anne-babalar 'Çocuğum niye hiperaktif, niye şiddete meyilli' diye üzülüyor.
Çocuklara, 'Küçük Prens' gibi kişiliklerine olumlu yönde etkisi olan filmler izletilmeli!