İşte böyle en beklemediğimiz anlarda hayat bize 'aferin' çekiveriyor; 'Yürü' diyor, 'Pes etme', 'Yola devam...'
Şu yazacağım hikayeye o kadar bayıldım ki, sizlere de anlatmak istedim.
Efendim, yönetmen ve senaryo yazarı Çağan Irmak, son filmi 'Bizi Hatırla'nın stüdyo işlemleri için birkaç günlüğüne İstanbul'a geliyor. Stüdyodan çıkıyor ve yolda tesadüfen karşılaştığı (Bkz: Tesadüf diye bi' şey yoktur) iki genç Çağan Irmak'ı durdurup "Çağan Bey, biliyor musunuz, biz şu anda nereye gidiyoruz?" diyor.
Çağan Irmak şaşkın, ne diyeceğini bilemiyor, lafı gevelerken; gençler, arkalarındaki apartmanı gösterip şöyle diyorlar: "Bu evde birazdan 'Issız Adam'ın gösterime girişinin 10'uncu yılını, havuçlu kek ve yaprak sarma (filmdeki yemekler) eşliğinde izleyerek kutlayacağız. Aslında sizi sosyal medyadan davet etmek istedik ama gelmezsiniz diye düşündük. Beş dakika sonra başlayacak, gelir misiniz?"
Çağan Irmak, içindeki sesi dinliyor ve "Tamam" diyor.
Bir gidiyor ki, yukarıda bekleyen 'Issız Adam' hayranı 30 genç sevinçten çıldırıyor. Hep beraber filmi izleyip dolma ve havuçlu kek yiyorlar. Sosyal medya hesabından fotoğrafları paylaşan Irmak da şöyle yazıyor: "Teşekkürler çocuklar, çok teşekkür ederim. Sayenizde yine genç hissettim ve dünya bir anlığına değil, birçok anlığına güzelleşti sayenizde."
Vallahi bu güzel hikayeyi duyunca ben de teşekkür etmek istedim. Hem onlar için kıymetli olan şeyleri bırakmayan, kutlamayı ihmal etmeyen, yaşadıkları anları güzelleştiren gençlere, hem de hayatın ta kendisine; hiç beklemediğimiz anlarda yaptığı sürprizlerine, 'İyi ki varsın, haberin olsun' deyişine...