Sıla'nın, sevgilisi Ahmet Kural'dan şiddet görmesi kendi başına işlenecek bir konu değil elbet. Üzerinde uzun uzun konuşup yanlışlarımızı masaya yatırıp tartışmamız ve çözüme gitmemiz gereken, 'kadına şiddet' yaramızı tak diye ortaya koyan bir durum.
İçinde, ünlü ve güçlü bir kadının sevgilisinden daha önce de şiddet görüp affetmesi var. Bu affın altında, yüzde 1 milyon 'Beni seviyor' cümlesine sığınma ve 'Düzelecek, ben onu düzeltirim' inadı var.
Kadına gücünü kaba kuvvetle, küfürle, dayakla ispat etmeye çalışan erkeğimiz var.
Nihayet susmayıp, affetmeyip, utanmayıp ortaya çıkmaya cesaret eden kadınımız var.
Her zamanki gibi 'Ama tahrik vardı' mazeretine sığınan erkeği de görüyoruz. Bu erkeği cansiperane şekilde savunan bir adet kadın avukatımızı da.
BELKİ SIRA SANA GELECEK
Bugünkü gireceğim yer ise başka. O gece dayak seslerini ve küfürleri duyan komşu Hatice Zeynep T. ve sadece 'Ayyy duyuyor musun, adam kadını dövüyor, ammaaaaan' çekip yerine oturan diğer Hatice Zeynep T.'ler.
Soruşturma kapsamında ifade veren komşu Hatice, şöyle diyor: "Biz Kural'ın bir kadınla tartıştığını, tokat attığını duyuyorduk.
Fakat bunun Sıla olduğunu anlamadık." (Kadın dayak yerken şarkı mı söyleyecekti Allah aşkına. Sıla ya da değil, biri dayak yiyor) Bu arada Kural'ın "Seni öldürürüm, sen dayak istiyorsun, dışarı çıkamazsın" gibi sözler söyleyip küfürler ettiğini, Kadının "Yapma" çığlıkları attığını da ekliyor.
Hatta eş zamanlı olarak; yan evde dayak sesleri olduğunu, polisi arasa mı bilemediğini de WhatsApp mesajıyla arkadaşına yazıyor komşu Hatice.
Peki neticede ne yapıyor?
Hiç!
'Polisi arasak mı?' sorusunu cevapsız bırakıp yatağına girip mışıl mışıl uyuyor.
Neden?
Akla gelen nedenler belli:
'Aman başımız ağrımasın', 'Kol kırılır yen içinde kalır', 'Bize ne' gibi gibi...
İşte biz o 'Bize ne' tavrını seçtikçe, bilip de sustukça, sesimizi çıkartmadıkça, kafamızı çevirdikçe kadınlar şiddet görmeye devam edecek eyyy vatandaş!
Ve belki de bir gün sıra sana, kardeşine, arkadaşına gelecek.
Bir kadın diğer kadının acısına, feryadına, haykırışına sessiz kalmayı seçtiğinde tüm kadınları terk ediyor, karşı tarafın yanında duruyor demektir. Lütfen bunu idrak edip belleyelim.
Karşısında durmadığın zaman o suça ortak olursun. Bilip de yokmuş gibi yapmak o suçu desteklemektir.
TCK'DA CEZASI VAR
Türk Ceza Kanunu madde 278 uyarınca;
(1) işlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Mağdurun, 15 yaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan özürlü olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
Eee... O zaman ben bu maddelerin kadına ve çocuğa yapılan şiddeti bilen ve susan, durumu yetkililere bildirmeyen herkes için uygulanmasını istiyorum. İsterim.
Genellikle böyle bir durumda kişiler 'Ben görmedim, duymadım' diyerek yırtıyorlarmış.
Ama ne zamanki bildikleri ispat edilir, işte o zaman o kişiler de yargılanırmış.
Bunu da buraya not düşüyorum sevgili okurlar.
Herkesi bilinçlenmeye; kötünün, zalimin yanında durmamaya, mağduru savunmaya, anında gereğini yapıp polise haber vermeye davet ediyorum.
Vicdan, ne olur biraz vicdan. 'Aman bana bulaşmasınlar' tavrından vazgeçelim artık. Bu hepimizin meselesi. Geleceğimizin, çocuklarımızın meselesi.