'Sarı taksiler, Uber'e karşı' meselesinde, işini iyi yapan taksi şoförlerini kenara ayırarak oyumu Uber'den yana kullanıyorum çünkü...
Gideceğim yöne göre muamele görmek istemiyorum.
Pis, havasız, sigara içilmiş, sağı solu sallanan tüplü taksilere binesim gelmiyor.
Dikiz aynasından kesen, müziğin sesini sonuna kadar açan, süratli araç kullanan adamların arabasında yolculuk etmek ve bir de üstüne para vermek sinirimi bozuyor.
Bir yerden bir yere gideceğim diye elin adamının kabalıklarını, sinirini, stresini, terbiyesizliğini çekmek zorunda değilim.
50 TL'ye bile 'Bozuk yok mu?' çıkışını yapıp surat asan şoförlere tahammül etmem gerektiğini düşünmüyorum.
Sırf şoför bozuk atıyor diye istemediğim yollardan, gideceğim yere dolaşa dolaşa varmak istemiyorum.
Oysa Uber şu şekil: Konumuna şak diye geliyor, pırıl pırıl araçlara biniyorsun, kimin seni aldığı kayıtlara geçtiği için şoförler saygıda kusur etmiyor, para üstü derdin yok çünkü kredi kartından çekiliyor.
Şarj istersin şarj, su istersin su... Yani şimdi Uber'ciliğimde haksız mıyım arkadaşım?
İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ahalisi önce kendilerine şunu sorsun: Ne veriyorum ki, ne istiyorum? Ve sonra acilen silkelenip kendilerine gelsinler. Öyle asarız, keseriz, ortalığı ateşe veririz kıvamındaki açıklamalarla battıkça batıyorlar.