"Olanlardan haberin yok mu? Ortalık çalkalanıyor Mert!.." Bir arkadaşım yanıma böyle yanaştı. Afallayıp "Ne oldu, bomba mı patladı? Darbe mi oldu?" derken, sabah programlarından tanıdığımız Funda Özkalyoncuoğlu'nun ekranda yaptığı gafı anlattı.
Neymiş efendim; Funda, 'Kürk Mantolu Madonna' kitabında Madonna'nın hayat hikayesinin anlatıldığını sanmış. Ee bunda ne var?
Sanırsınız Funda, Murat Bardakçı ile 'Tarihin Arka Odası'nı sunuyor da, oturup fikir yürüyor.
EGO MESELESİ
Takılmayın bu kadar; o gün yorgundur, streslidir, şaşırmıştır. Egosu, o an manevra yapmaya müsaade etmemiştir. 'Aman ben ne ettim!' dediğinde de iş işten geçmiştir. Kaçınız kamera karşısına oturdunuz ki? Olur böyle şeyler. Şimdi dışarı çıkıp bir sokak röportajı yapsak, bu eserle ilgili kaç kişi fikir sahibidir? Bilmesek bile fikir yürütmek, biz Türkler'in genlerinde var. Yeri geldiğinde, ben de benzer potlar kırmışımdır. Unutmayın ki biz cool, entelektüel ve bohem geçinenler hep böyleyiz.
Nasıl mıyız?
1- Elimize bir kitap alır, önsözünü okur, oradan edebi bir cümle yakalar, kahve fincanıyla fotoğrafını çekip Instagram'da paylaşırız. O kitabın tamamı okunur mu?
Asla!
2- Müzikallere, tiyatrolara gider, ilk yarıda salonu terk ederiz. Neden?
Akıllı telefonumuzdan uzak kalamadığımız için! Oyundan ve oyuncuların performansından sıkılıp kaçarız.
Saygı da neymiş! Orada yalandan bir göründük mü; iş bitti, çıkabiliriz.
3- Peki ya sergiler, bienaller?
Yalandan iki tur atılır, birkaç fotoğraf çekilir, sonra arkadaşlara anlatılır;
'Tatlım bienaldeydim tüm gün, çok iyi işler gördüm.' Hep yalan dolan işte...
O yüzden bizim topraklarda olur böyle şeyler, takılmayın.
Bakın 'Kürk Mantolu Madonna', yeniden gündeme geldi, bilmeyenler öğrendi, merak edenler kitapçılara koştu.