Her geçen gün postmodern flörtlerin yeni sürümleriyle karşılaşıyoruz. Pandemi sürecinde ortaya çıkan yalnızlık krizlerinin sonucu mu bu, yoksa konu flört olunca mecra fark etmeksizin sınır tanımamak mı bilemiyorum ancak duyduğum hikaye gerçekten 'Olmaz' dedirtecek türden. Tinder, Badoo, Tantan, Happn, Bumble, Instagram, Twitter, Facebook Messenger gibi popüler arkadaşlık uygulamalarından tam olarak aradığını bulamayanlar hedefi zirveye koyarak doğru olmayan bilgilerle LinkedIn'de postmodern CEO avına çıkmış. Duyar duymaz "Ama bu LinkedIn'in ruhuna aykırı" diyorum çünkü bilmeyenler için şöyle açıklayayım... LinkedIn, iş dünyasındaki kişilerin birbiriyle iletişim kurmasını ve bilgi alışverişi yapmasını amaçlayan profesyonel bir sosyal iş ağı ve sosyal paylaşım platformudur. Özetle; bu platformda flört kabul edilemez. LinkedIn'in Türkiye'deki kullanıcıları "İş bağlantısı, bilgi alışverişi gibi profesyonel amaçlar dışında flört ve eğlence için burada olanlar, lütfen burayı terk edin" yazılı online pankartlar paylaştı.
Yetmez, profesyonel bağlantıları kötüye kullanmak suç olmalı. Bu arkadaşlıklar şimdi kariyer odaklı mı, yoksa karantina odaklı mı tartışalım...
ZAYIF BAĞLAR
Son olarak insan beyninin maksimum 150 arkadaşlık ilişkisiyle baş edebileceğini hesaplayan Oxford Üniversitesi Sosyal ve Sinir Bilim Araştırma Grubu Yöneticisi Robin Dunbar'a göre bu ekstra arkadaşlar 'zayıf bağlar' olarak tanımlanıyor.
O yüzden LinkedIn'i kötüye kullananlar lütfen zayıf bağlarını diğer mecralarda güçlendirmeye çalışsın.
Alışverişte 'fijital' deneyim
Pandemi sürecinde alışverişini sadece sanal marketlerden yapanlar çok iyi bilir; yanlış ürünlerin gelmesi ya da sorulmadan alternatif ürünlerin konulması klasiktir, çoğu zaman kafalarına göre yaptıkları iptallerden de kaçamazsınız. İlk Migros sanal markete küstüm, ardından İstegelsin'e... İkisi de bir süre iyi gidip sonra sebze meyveden fire vermeye başlıyor. 'Bana bi' de kafasına göre iptal yapıyor. Kısacası benim bir yıllık sanal alışveriş serüvenim hep hüsran dolu oldu. Sanaldan çıkıp markete gitme zamanım geldi ve araştırmalarım sonucu en güvenilir olanını buldum. Metro Türkiye'nin fiziksel ve dijital deneyimi bir araya getirdiği 'Fijital Akıllı' teknolojisi Metro Fast'ten bahsetmek istiyorum. Herkesin kafaya taktığı alışveriş arabalarının hijyenik olma meselesini çok iyi düşünmüşler, her araba gözünüzün önünde dezenfeke ediliyor. Ardından QR kodunu okutarak kartınızı oluşturuyorsunuz, sonra arabanızdaki kodla alışveriş sayfanızı telefonunuzda açıyorsunuz, içeride gezmeye başlıyorsunuz. Kodu okuttuğunuzda ürünler hakkında bilgiler de beliriyor, mesela balık reyonunda balığı hangi teknenin tuttuğuna kadar her detayı görebiliyorsunuz. Kasada beklemeden ödeme yapabiliyorsunuz. Siz de benim gibi hijyenik alışveriş deneyimi yapmak istiyorsanız, telefonunuza Metro Fast indirin.
İşte ruh halin
Türkiye'deki tüm girişimcilere bir çağrıda bulunmak istiyorum. İngiltere'de yöneticiye personelin ruh halini bildiren bileklik geliştirildi, siz de yapmalısınız. Moodbeam adlı cihaz, yöneticilerin çalışanlarının ruh hallerini görebilmelerini sağlıyor. Mobil uygulama ve web ara yüzüne bağlanan bu cihazda biri sarı, diğeri mavi iki düğme bulunuyor. Yöneticinize sarı düğmeye basarsanız mutlu, mavi düğmeye basarsanız da üzgün olduğunuz mesajınızı gönderiyorsunuz. Sistem, salgında evden çalışan personelin ruh sağlığını izlemek isteyen şirketlerin kullanımı için geliştirildi.