"İşi gücü bırakıp, Ege'ye yerleşip organik tarım yapmak istiyorum" diyen kimi duysam, iş yerindeki mobbing nedeniyle tükendiğinden bahsediyor. Son günlerde birçok arkadaşımın, çalıştıkları yerlerde uğradıkları mobbing ve duygusal şiddetten yakınmalarına şahit oluyorum. Ne acı ki bu, hepimizin zaman zaman yaşadığı bir durum. Araştırmalar; her 10 kişiden 8'inin bu psikolojik baskıya maruz kaldığını gösteriyor. Eğer yöneticinin niyeti kötüyse, doğrudan çalışanın özgüvenine oynar ve işini kısa sürede bitirir.
İş yapanlar olduğu sürece, iş yapmayanların fark edilmemesi büyük tehlikedir.
Bu nedenle mobbing de zirve yapar.
Mobbing; özellikle rekabetin çok olduğu medya, finans ve kamu kurumlarında çokça yaşanıyormuş. Büyük şehirlerdeki psikolojik baskı, iş yerlerindeki verimi düşürüyor ve böylece işten çıkarılmalar ve istifalar yaşanıyor.
Bu, ekonomiye zarar değil de nedir! Birçok başarılı insanın yıldırılması ve işten vazgeçmesine neden olunması, işlerin aksamasına ve büyük bir zarar zincirine yol açıyor.
Son yıllarda Alo 170 hattına yapılan mobbing şikayetlerinin yüzde 20'sinde, kişiler istifaya zorlandıklarını belirtmiş.
Ve zorlananların sadece yüzde 2'si istifa etmemek için direniyormuş, yani yüzde 18'i koca bir kayıp.
Kısacası; mobbinge uğrayıp istifa eden başarılı insanlar, egosuna dur diyemeyen yöneticilerin kurbanı oluyor.
Mobbing aslında bir yalnızlaştırma, köşeye sıkıştırma... Sebebi ise egodan başka bir şey değil.
Aslında herkes, duygularını ve hırslarını kontrol altına alarak, sadece işini en iyi şekilde yap- maya odaklansa mobbingin de önüne geçilir. Bu meseleye duyarsız kalmak kolay değil; size 'işe yaramaz' hissi verildiğinde, yok sayıldığınızda, birileri üzerinize basıp öne çıkmanızı engellediğinde, insan içine atıp, üzülüp, üzerine bir de kilo alıyor. Sonrasında ise kilo almaya bile hakkınız yokmuş gibi, mobbinge hazır olmanız bekleniyor. Çünkü size 'Dana gibi oldun, diyet yap artık' diyen yöneticiler, genelde bu açığı her gün özgüveninizden çalmak, sizi üzmek için en iyi şekilde kullanıyor.
Ben kilo aldığımda, bir yöneticim "Sen hamile misin?" diye sormuştu. Ne kadar zarif bir mobbing değil mi... (Bu arada bekarım.) TV programı çekimim sırasında ise gülmeme takılıp "Gülme" demişlerdi. 'Gülmeme müdahale etme hakkınız nereden geliyor? Neden gülmeme engel olmaya çalışıyorsunuz?' diye düşünüp depresyona girmiştim. Çünkü mutsuzlardı ve gülen insan görmeye tahammül edemiyorlardı.
Aslında yöneticiler; çalışanın vücuduyla, gülüşüyle değil de işiyle ilgilense, belki ortaya harika işler çıkar.
Egoya ve mobbinge dur denmediği sürece;
Ege'ye yerleşen, organik tarım yapan ya da kafe açanların hikayelerini dinlemeye devam edeceğiz. Herkes elini taşın altına koymalı artık.