Acun Ilıcalı ile Zuhal Topal geçen yıl mahkemelik olmuşlardı.
Zuhal Topal'la Sofrada programının formatının, kendi kanalındaki Yemekteyiz'den araklama olduğunu iddia eden Acun, dava açmış ve "Sonuna kadar gideceğiz" demişti. Baktım ki işin sonunda aynı masada yeni program için imza atıyorlar... Zuhal Topal, yeni dönemde Acun'un dijital platformu Exxen'de program yapacak.
Birkaç gündür bu olan bitene bir anlam vermeye çalışıyorum.
Acaba davalık olmak, işe alınma için yeni bir kriter haline mi geldi? Yoksa, "Aşk her şeyi affeder mi?" şarkısında olduğu gibi reyting her şeyi affediyor mu?
Ya da Acun'un kin tutmaz teflon kalbi yine mi baskın geldi?
Sebebi ne olursa olsun, bu olaydan sektöre bir ders çıktı:
Hiçbir kapıyı sertçe vurarak dışarı çıkmayın. Hatta mümkünse azıcık aralık bırakın...
Kaz Dağları'na dikkat!
Bilen bilir, oralara "Türkiye'nin oksijen çadırı" derler. Doktorlar; astım, koah, zatürre gibi solunum yolu hastalıklarını iyileştirmek için hastalarına orada yaşamayı tavsiye ederler.
Ezine, Ayvacık, Geyikli, Küçükkuyu, Altınoluk, Güre, Akçay, Zeytinli, Edremit, Burhaniye, Ören, Ayvalık... Hepsi ayrı birer cennet beldedir. Sırtlarını yasladıkları Kaz Dağları'ndan alırlar güzelliklerini.
Kaz Dağları'nın havasını eşsiz kılan ise hazine değerindeki bitki örtüsüdür. Köknar (Göknar da denilir), sakız ve zeytin ağaçları, bölgeye özeldir. Aynı zamanda 79 endemik bitkiye ev sahipliği yapar bu dağlar. (Endemik:
Sadece o bölgede yetişen) Her yerinden tatlı su fışkırır Kaz Dağları'nın... Şelaleleri, küçük gölleri, karpuz çatlatan derelerin üzerine masa kurulan mesire yerleri gezmekle bitmez.
Şimdi bu cennet köşesine PKK göz dikti. Terör örgütü, Avrupa'dan yayın yapan kanalında Türkiye'yi Kaz Dağları'nı yakmakla açık açık tehdit etti. Şu anda Kaz Dağları'na giriş yasak.
Komandolar devriye üzerine devriye atıyorlar. Hemen her yaz mevsimini Kaz Dağları'nın eteklerinde geçiren benim ise yüreğim ağzımda.
Allah korusun...
Yabancı destekli terör örgütleri orman yangınlarını yeni bir 'çirkin savaş' taktiği haline getirdi. Ülkece uyanık olmalıyız.
Kafa dağıtma kanalım: TLC
Yangınlar, seller, cinayetler, göçler, uçaktan düşenler ve sonu gelmez pandemi kaygısıyla geçen şu kabus gibi günlerde beni rehabilite eden TLC kanalı oldu. İçimin karardığı, tansiyonumun yükseldiği anlarda hemen TLC'ye geçtim. Kanal değil, sanki psikiyatr kanepesi...
Bir Rüya Evler'e dalıp, Karayipler'de kendilerine sahil evi bakan çiftlerin koluna girdim, bir Kalabalık Aile'nin evine konuk olup, 7 çocuklu yaşamın nasıl olduğunu göz attım, bir Ağır Yaşamlar'da 230 kiloluk kadının nasıl 90 kiloya düştüğüne hayret ettim.
Arada bir TLC seyretmek, su yüzüne çıkıp derin bir nefes aldıktan sonra tekrar dalmaya benziyor. Tavsiye ederim.
(TLC kanalını TÜRKSAT 4A uydusundan, Digitürk 30, D Smart 36, Tivibu 53, Kablo TV 34, TV+ 30 ve Vodafone TV 30'uncu kanaldan izleyebilirsiniz)
Bulunmaz 'arma'da
Fenerbahçe'nin Helsinki'yi 1-0 yendiği maçta golü atan 20 yaşındaki futbolcu Muhammed, gol kutlaması yaparken formasındaki Fenerbahçe logosunu öpmek istedi. Genç futbolcu ağzına götürmek için formasının sağını tuttu, solunu tuttu ama bir sorun vardı. Çünkü formanın üzerinde öpecek bir Fenerbahçe arması yoktu...
Maçtan bir gün önce tanıtılan Fenerbahçe'nin alternatif formasını zaten hiç kimse beğenmemişti. Kasvetli düz lacivert zemin üzerine, altında ve üstünde iki kalın çizgi bulunan kocaman 'Fenerbahçe' yazısı adeta dükkan tabelası gibi duruyordu.
Şu forma işini beceremiyoruz.
Hem de hiç...
gaf kürsüsü
Burak Özçivit'in muhabirlere yanıt verirken eşi Fahriye Evcen'in bir adım önünde durması ve eşine sorulan sorulara da cevap vermesi yadırgandı.
zap'tiye
Fenerbahçe'nin formasında arması yok.
Kulübede oyuna sokacak futbolcusu yok. Kadrosunda golcüsü yok. Peki ne var? Laf, laf, laf...
ne demiş?
"Bazı kadınlar, bilerek, isteyerek evli erkekleri tercih ediyorlar." (Neler Oluyor Hayatta yorumcusu Nur Tuğba Namlı'nın sansasyon yaratan iddiası)