Uluslararası belgesel kanalları, insanın aya ayak basmasının 50'nci yıldönümü nedeniyle özel programlar yayınlıyorlar. Bunlardan biri de BBC Earth kanalında izlediğim Ay Yürüyüşü isimli belgeseldi. İzleyince 50 yıl öncesine geri döndüm.
20 Temmuz 1969'da minicik bir çocuktum.
Mahalledeki tek televizyon bizdeydi.
Konu komşu toplanmış, insanoğlunun aya ilk ayak basışını büyük bir heyecanla izliyorduk.
Büyülenmiş gibiydim. Ertesi gün mahallenin tüm çocukları kafalarına çamaşır sepetlerini geçirmiş, astronot olmuşlardı.
Ben ise mukavva kutudan yaptığım bir kamera ile onların görüntülerini dünyaya ulaştıran kameraman olmuştum.
Sanırım yüreğime televizyon yazarlığı tohumlarının serpildiği ilk an oydu. Yıllar sonra o seyahatteki ilginç hikayeyi de öğrendim. Aya inen Eagle (Kartal) adlı aracın, görev bittikten sonra tekrar havalanıp yörüngede bulunan diğer araç Columbia ile kenetlenmesi gerekiyordu. Ancak motorlara kumanda eden düğme arızalanmıştı.
Asronotlardan Edwin Aldrin, elindeki kalemi düğme oyuğuna soktu ve motoru çalıştırarak arkadaşı Neil Amstrong ile birlikte sonsuza dek ayda mahsur kalmaktan kurtuldu. 'Kalemin gücüne' de işte o zaman inandım.
Aya giden üç astronot da dünyanın kahramanı olmuşlardı.
Dönüşte 17 ülkeyi kapsayan bir dünya turu yapıp milyonlarca kişi tarafından kutlandılar.
Ama içlerinden biri vardı ki bana göre en büyük fedakarlığı yapan gerçek kahramandı:
Michael Colins... İki arkadaşı Eagle ile ay yüzeyine inerken, o yörüngedeki Columbia'de kalıp onların dönüşünü beklemişti.
Düşünün, binlerce kilometre kat edip ayın yörüngesine kadar gidiyor ama aya ayak basmadan geri dönüyorsunuz.
Dünya, Neil Arbstrong'un aya ilk adımını atarken söylediği "Benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım" sözünü ve o cümlenin sahibinin ismini ezberlerken, sizin adınızı anan yok...
Ay seyahatinden sonra kafamı en çok kurcalayan soruya gelince... Üç astronot da kendilerine yeni ay seyahati için görev verilmek istendiği halde bir daha uzaya çıkmayı reddetmişlerdi.
Bunun sebebini hâlâ çok merak ediyorum. Uzayda onları bu denli korkutmuş olan neydi acaba?