Geçen haftanın gündemde en fazla yer tutan magazin olaylarına kısa kısa dokunmak istiyorum:
Erkenci Kuş dizisinin yakışıklısı Can Yaman'ın sosyal medya hesabı üzerinden hayranlarına hakaret etmesine inanamadım.
Takip eden günlerde bekledim ki Can çıkıp "Hesabım hack'lendi, bunları ben yazmadım" filan desin. Ama öyle olmadı. 'Dizide neden trafik kazası geçirdin?
Askere gideceğin için ara mı vereceksin?' diye masumane sorular soran meraklı hayranlarını tersleyen, azarlayan, aşağılayan, hatta hakaret eden Can'ın tavrını doğrusu çok yadırgadım. Bir de cevap verirken kullandığı 'sokak ağzı' da işi bir hayli ucuzlatmış.
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da önemli jönleri arasına gireceğini umut ettiğim genç oyuncuyu ekmek teknesine tükürmemesi konusunda uyarmak isterim.
İnternet fenomeni Pucca'nın (Selen Pınar Işık) 'uyuşturucu kullanımını özendirdiği" belirtilen bir sosyal medya paylaşımı yüzünden 5 yıl hapis cezasına çarptırılması önemli.
Bana göre bu, internet terörü konusunda bir emsal kararı oluşturacak.
Bundan sonra 'klavye kahramanları' tuşlara basarken iki kere düşünecek. Ancak genç kızları taciz edip gökdelenden atanlar, karısını öldürüp de 'iyi hal' indirimi uygulananlar serbest kalır da, Pucca içerde yatarsa, o zaman iş değişir.
Zira adalet 'eşit ve yekpare' tecelli ettiğinde işe yarar.
Şeyma Subaşı'nın gündemi onca meşgul etmesine rağmen bir türlü satmayan kitabıyla ilgili en sivri yorum Seda Sayan'dan geldi. Seda Bacı, her zamanki dobralığıyla, içinde cilt bakımı tavsiyeleri verirken kimyasalların isimlerini karıştırıp açıkça 'Yüzünüze asit sürün' demeye getiren ifadeler için "Bu kitap acilen toplatılmalı" dedi. Katılıyorum.