15 Temmuz'un üzerinden üç koca yıl geçti. Ama bu destanın sinema filmini hâlâ yapamadık. Ben her yıldönümünde benzer klipleri, belgeselleri, üç beş kişinin bir araya gelip dostlar alışverişte görsün misali sohbetlerini izlemek yerine tarihin akışını değiştirecek önemdeki bu şanlı direnişin filmini izlemeyi tercih ederdim doğrusu.
Dünyada ödülden ödüle koşan yönetmenlerimiz Nuri Bilge Ceylan, Fatih Akın, Ferzan Özpetek, yaptıkları her film olay haline gelen Mustafa Mutlu, Yılmaz Erdoğan gibi yeteneklerimiz, Fazıl Say ve Fahir Atakoğlu gibi hikayeyi notalarla bezeyip yüreklere nakşedecek bestecilerimiz varken, tıpkı 'Galipoli' filminde olduğu gibi perdeye yeni bir destan yazmayı elin sinemacısından mı bekleyeceğiz?
Önerimi bir kez daha tekrarlıyorum:
Sinema konusundaki tüm akil insanların dahil olduğu, Cumhurbaşkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı himayelerinde bir 'Çalıştay' oluşturulsun. 15 Temmuz ile ilgili tüm bilgiler, belgeler, arşiv taramaları bir araya getirilsin.
O geceyi bizzat yaşayan gazilerin, şehit yakınlarının ifadeleri derlensin. Ülkenin önde gelen tüm edebiyatçıları, senaristleri, yazarları, gazetecileri senaryonun yazım aşamasına katılsın, katkı versin. Proje bir değil, 3-4 yetkin yönetmene emanet edilsin. Finansı için devlet kasasından yüklüce bir fon ayrılsın. Bu destanın dünyaya duyurulması adına maddi manevi hiçbir fedakarlıktan kaçınılmasın. Projeye start verildiği andan uluslararası galanın yapılacağı güne kadar tanıtım için devreye elçilikler, konsolosluklar etkin olarak girsin. Dünya bu filmi merakla bekler olsun.
'Börü' gibi iyi niyetli film denemelerine sempati besliyorum.
TRT'nin 15 Temmuz ile ilgili belgesel çalışmalarını da takdirle karşılıyorum. Ama böyle önemli bir olayın dünyaya anlatılması için belgeseller yetmez.
Mutlaka içinde dramatik unsurların yer aldığı bir sinema filmine ihtiyaç var. Çünkü insanları etkilemenin yolu tüm dünyada 'drama'dan geçiyor. (Tıpkı Çernobil dizisi örneğinde olduğu gibi) Bu nedenle artık belgeseller bile kuru anlatımdan sıyrılıp canlandırmalarla desteklenerek belgesel/ drama şeklinde çekiliyor.
Bugüne kadar kolları sıvamamış olmamız bile büyük ayıp. Öyle bir 15 Temmuz filmi çekmeliyiz ki, ABD'de FETÖ'nün bir 'direnişçi' olduğuna inandırılanlar bile fikrini değiştirmeli.
S-400 füzeleriyle hava sahamızı nasıl yabancı tehditlere karşı caydırıcı hale getirdiysek, 15 Temmuz filmiyle de fikrî ve kültürel bir hava savunma kalkanı oluşturabiliriz.
Son sözüm kısa ve net: Bu filme mecburuz!