İzleyiciler onu, 'Avrupa Yakası'nda personeline sürekli klavye hareketi yapıp "Çalışın, çalışın" diyen patron olarak tanımıştı. Oysa pek çokları gibi yıllarını tiyatroya adamış ama gölgede kalmış başarılı bir oyuncuydu Yıldırım Öcek...
Sektörde gerçekten 'dostum' diyebileceğim pek az oyuncudan biriydi.
Bir yaz günü ta Akçay'a gidip tek kişilik sahne şovunu izlemiş, bir kez daha hayran olmuştum. Piyasada dayısı, amcası olmadığı için, ayrıca bir 'klanın' da üyesi olmadığından güçlükle iş buluyordu ne yazık ki, pek çok tiyatro oyuncusu gibi... Ve yine pek çokları gibi kimsenin haberi olmadan yatağa düştü, sessizce veda etti, gitti...
Ortak yönümüz çoktu Yıldırım Öcek ile.
Kimse bilmez, 'gizli' bir televizyon eleştirmeniydi.
Hastalanmadan önce neredeyse her ay düzenli konuşurduk.
Bana ekranda gördüğü tuhaflıkları anlatır ya da yazardı. Pek çok kez bu köşede görüşlerinden söz ettim. Eleştirilerimde onun düşüncelerinden çokça ilham aldım. Bir de benim gibi klasik otomobil tutkunuydu. O muhteşem siyah Anadol'u şimdi yetim kaldı...
Güle güle 'Patron'...
Giderken şöyle omuz üstünden bana bakıp ellerinle klavye hareketi yaparak 'Çalış, çalış' dediğini görür gibiyim. Mekanın cennet olsun...