Pazar günü BeIN Sport'ta Fenerbahçe-Bursaspor maçını izliyorum. Bir pozisyonda Fenerbahçeli Valbuena, hakemin kurdurduğu barajı yakın buldu.
Kendisi adımlayıp da mesafeye itiraz edince, hakem Fırat Aydınus'tan sarı kart gördü.
Ekran başındaki herkes gibi ben de topun baraja uzaklığının kurallardaki gibi 9 metre 15 santim olup olmadığını merak ettim.
Ama ne yazık ki öğrenemedim.
Çünkü ekranda mesafe ölçen o meşhur grafik kullanılmadı.
Aynı gece, bu kez rejisini İspanyollar'ın yaptığı, dünyanın en önemli futbol olaylarından biri olan Barcelona ile Real Madrid arasındaki El Clasico'yu izledim.
Adamlar 30 kamera kurmuşlar.
Bunlardan dört tanesi, karşılaşmanın en önemli dört oyuncusuna fikslenmiş. Tepede bir helikopter çekim yapıyor. Barcelona kentinin gün batımındaki eşsiz güzelliğinin ortasında Camp Neu Stadyumu'nun soluk kesici görüntüsü önümüze yayılıyor.
Pozisyonları tıpkı sahanın içindeymişsiniz gibi sizlere gösteren 360 derece görüntü efekti, maça ayrı bir güzellik katıyor. Tartışmalı ofsayt pozisyonlarını açıklığa kavuşturmak için 'laser duvarı' adlı yeni bir teknoloji kullanılıyor. Tepede bir örümcek kamera var ki, her pozisyonu size bir de kuşbakışı gösteriyor. Adamlar maç değil, adeta yarışmaya girecek belgesel çekiyorlar...
Bana da, her yıl yaklaşık 2 bin lira ödediğim dijital platform yöneticilerinin kulaklarını çınlatmak kalıyor...