Ne güzel, ne muhteşem bir gündü.... Bir yanda Çanakkale Zaferi'nin 103'üncü yıldönümünü gururla kutlarken, diğer yanda Afrin'in terör örgütünden kurtarılışını, Türk bayrağının göndere çekilişini izleyip büyük bir mutluluk yaşadık.

Türk Silahlı Kuvvetleri, Afrin kent merkezini sadece 2.5 saatte 'tereyağından kıl çeker gibi' kontrol altına aldı. Tek bir sivilin burnu kanamadı.

Sivillerin yaşadığı bir tane bina zarar görmedi. Zaten üç günlük harekatın 60 gün sürmesinin sebebi de ordumuzun sivil hassasiyeti değil miydi? Onca şehidi, sadece bölgedeki siviller zarar görmesin, pusuda bekleyen terör örgütü ve onun Batı'daki yandaşları, doğabilecek bir olumsuz manzarayı propaganda aracına dönüştürüp ulusumuzu lekelemesin diye vermedik mi? Ama avuçlarını yaladılar.

ABD'nin Bağdat'ta, Rusya'nın Rakka'da gerçekleştirdiği yıkımdan Afrin'de eser yoktu. Bir askeri operasyon ancak bu kadar 'temiz' ve 'lekesiz' yapılabilirdi.

Helal olsun Mehmet'ime...

Ama leş kargaları pusuda beklemeye devam ediyor. Hatta sadece beklemekle yetinmeyecekleri, Türkiye'yi yeni askeri harekatlarında güç durumda bırakmak için kumpaslarla, entrikalarla, yalan dolanla açığa düşürmeye çalışacakları gün gibi ortada. Konu, bu hafta FOX'un 'Savaşçı' dizisinde de gündeme geldi.

Emperyalistlerin Ortadoğu'daki maşası 'Kuzgun' ve adamları, dışarıdan aldıkları talimatla bir Kürt köyüne saldırıp orada sivilleri katlederek olayı Türk ordusunun üzerine atmak için plan yaptılar.

Tabii ki bunun sadece bir 'dizi senaryosu' olarak kalmasını arzu ederim.

İnşallah da öyle olur. Ama tersinin gerçekleşmemesi için hepimizin uyanık olması lazım.

Çünkü belli ki düşmanın artık 'yalandan' başka mühimmatı kalmamış...