Cumartesi akşamı Kanal D Ana Haber'de neredeyse beş dakikayı bulan bir Girit Adası haberi izledik. Tam da 'Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü?' türünden bir haberdi. Bizim turizmciler karalara bürünmüşken, Yunanistan ile turizm rekabetimiz tavan yapmışken öyle bir Girit methiyesi izledik ki; inanılır gibi değil. Şahane kumsalları, otelleri, yemekleri ve zeytinlerinin çeşitliliğine kadar Girit'in nasıl bir turistik cazibe merkezi olduğu ballandıra ballandıra anlatıldı. Ertesi gün dört dakikalık bir Girit güzellemesi haberi daha... Ardından da 'Kapadokya'da turist yok' haberi. Sanki alay eder gibi...
Gidip Beyoğlu'nda bir tur atın, üç beş Arap turistten başkasını göremezsiniz. Talimhane'deki oteller caddesinde kapısına kilit vurulmuş en az beş turistik işletmeye rastlarsınız.
Sultanahmet'te in cin top oynuyor. Şu zaman oldu, Antalya'da turizm sezonu başlayamadı gitti. Güneyde moteller, pansiyonlar yabancıdan umudunu kesti, üç-beş yerli turisti çekmek için adeta dört takla atıyor. Durum böyleyken bu 'Girit pompalaması' niyedir, anlamış değilim. Yani şu 'hanut haberciliğinin' de bir raconu olmalı, değil mi...
Zamanımın büyük bölümünü Kuzey Ege'de geçirdiğim için gözüm aynı zamanda Yunan kanallarının da üzerinde.
Ben bugüne kadar o kanallarda Türkiye'nin turizm bölgelerini öven bir tek habere rastlamış değilim. Bırakın övmeyi, Türk turizmini kösteklemek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Haberde Girit'te yapılan zeytincilik de en küçük ayrıntısına kadar anlatıldı.
Geçen hafta zeytinciliğin merkezlerinden Altınoluk'ta, hem yörenin kültürel zenginliklerini anlatan, hem de Antandros ören yerini tanıtan uluslararası bir çalıştay gerçekleştirildi.
Kanal D haber merkezi, Girit yerine bir kamerasını da bu etkinliğe gönderseydi ya!
Bizde zeytin ve zeytincilik üvey evlat. Profesör Canan Karatay zeytin festivallerine gidip orada bardak bardak zeytinyağı içmese, yine kimsenin haberi olmayacak.
Yazık!