TRT'nin neşeli köy dizisi 'Yeşil Deniz'i özleyenler giderek artıyor. Adana'dan yazan okurumuz Mehtap Demirel de onlardan biri.
"İyi günler Yüksel Bey.
Çok fazla dizi izleyen biri olmamama rağmen, hafta sonu boş zamanıma denk geldi ve atv'nin yeni başlayan dizisi 'İkisini de Sevdim'i izleme fırsatım oldu. Dizinin iyi mi, kötü mü olduğu konusunda bir yorum yapmak istemiyorum, zira bu tarz dizilerin hedef kitlesi değilim. Fakat benim bahsetmek istediğim farklı bir konu var. Geçen sezon biten ve bence televizyondaki en 'organik' dizilerden biri olan 'Yeşil Deniz'in sıkı bir takipçisiydim. Her bölümü hiç sıkılmadan defalarca izledim. Özgün senaryosuyla bir adım sonrasında ne olacağını tahmin edemediğim, sevimli ve eğlence dolu öyküsüyle unutamadığım dizilerden biridir.
'İkisini de Sevdim' dizisini izlerken, konuya yeterince adapte olamadım ve Serdar Burak Şanal'ın olduğu sahnelerde, oyuncu sanki her an 'Yeşil Deniz'deki gibi 'Radyocu İsmail'e dönüşecek ve 'Sadıçlaa' diye konuya girecekmiş hissine kapıldım. Bir oyuncunun kariyeri açısından, bir rolün üzerine yapışıp kalması iyi bir şey mi bilmiyorum ama 'Yeşil Deniz' dizisi senaryosuyla, oyunculuklarıyla, prodüksiyonuyla çıtayı yüksek bir yere koydu ve galiba bu yüzden de oyuncularla başka bir dizi karakteri olarak karşılaştığımız zaman ister istemez bu kıyaslamayı yapacağız." Bir başka izleyicimizin;
Hakan Türk'ün de 'Yeşil Deniz' hakkında söyleyecekleri var:
"Yeşil Deniz' dizisine değinmek istiyorum. Bence kaliteli bir diziydi. Ege şivesini en iyi kullananların başında gelen diziydi. Seyirciye bir haksızlık söz konusu olduğunu düşünüyorum. Dizi, çok geliştirilen bir senaryo ile sezon finali yaptı. Seyirciler için en azından bir sinema filmi yapılarak final yapabilirlerdi, tabii eğer bir kanalla antlaşma imkanları yoksa. Yeterli seyirciye ulaşacaklarını tahmin ediyorum.
Selam ve saygılarımla..."