Şimdi bizim grubun haber spikerlerine övgü yağdıracağım.
Ama bunu onlara yağ çekmek ya da yönetime şirin görünmek için değil, tamamen içimden geldiği için yapacağım.
Cem Öğretir'e hayranım mesela. Atv'nin hafta içi ana haberini sunarken, bazıları gibi haberin önüne kendini koymuyor, haberi gölgeleyecek yorumlarda bulunmuyor, gerçek yıldızın 'haberin kendisi' olduğunu hatırlatıp adeta ders veriyor.
Bunu yaparken kuru ve sıkıcılık tehlikesinin yanına bile yaklaşmıyor.
Çünkü samimi, çünkü doğal, çünkü kendisi gibi...
Atv'de hafta sonu ana haberi sunan Şebnem Sunar Küçük ise günü kurtarma heveslisi televizyon âleminin adeta istikrar abidesi. Ne patronlar geldi geçti, ne yönetimler değişti; o daima yerinde kaldı. Neden? 'Gelene ağam, gidene paşam' dediği için mi? Asla! Sağlam alt yapısı, iş ciddiyeti, haberci sorumluluğu ve temsil yeteneği ile 'vazgeçilmez' de ondan.
Atv'nin kuruluşundan beri ekranda barınabilen tek isim olmak, bence uluslararası bir başarı; kimse farkında değil.
İbrahim Sadri... Yılların televizyoncusu ve radyocusu...
Habercilik ve sunum yeteneklerinin yanına bir de şair ruhunu ekleyince; atv'nin hafta sonu haberlerini 'bülten' değil, keyifle izlenecek bir 'program' haline getiriyor.
Bu kadar çetin ve yıpratıcı bir gündemi bu kadar 'huzurlu, dingin ve sakin' bir ağızdan dinlemek insanı gerçekten de rahatlatıyor.
İbrahim Sadri sanki hafta sonu haber bültenlerinin 'ölçü birimi' gibi.
İnsan espriyi, sululukla karıştıran bazı hafta sonu habercilerini gördükçe, İbrahim'in değerini daha iyi anlıyor.
A Haber'in, her haliyle 'bülten sunumunda mihenk taşı' olarak niteleyebileceğim anchor'u Salih Kayman'ı ve sabah haberlerini yorumlarken her daim halkın nabzını elinde bulunduran kanalın renkli ismi sevgili Erkan Tan'ı da bu listeye dahil etmezsem, haksızlık etmiş olurum.
Haberin ve haberciliğin giderek kirlendiği şu günlerde ben bunlara 'temiz ağızlılar' diyorum.