Allah şu 'Meryem'e gayret, kuvvet ve sabır versin. Vallahi adını aldığı Meryem Ana'dan daha çileli bir ömrü varmış.
Hangi 'Meryem'den söz ettiğimi anladınız tabii, atv'nin fenomen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'daki 'Meryem'... Dizi başladığında, kocasının çocuk peydahladığı bir kadınla mücadele edip durdu. En sonunda kadını saf dışı bıraktı ama çocuğa da sahip çıkmasını bildi. Sonra kocası ile birlikte kurşunlara geldi, ölümlerden döndü.
Ama 'Meryem'in çilesi daha bitmemişti.
Eşi 'Hızır'a yıllar öncesinden göz koyan, onu elde etmek için hâlâ mücadeleye devam eden 'Ceylan'ın, kocasından bir erkek çocuk yaptığını öğrendi.
Yılmadı. Bir yandan 'Ceylan' ile rekabetini sürdürdü, diğer yandan o delikanlıya ikinci annelik yapmayı... Daha bu olayların dumanı tüterken, biricik kızını bir mafya ailesine kaptırır gibi oldu.
Neyse ki güçlü ailesinin de yardımıyla kızı, içine yuvarlanmak üzere olduğu uçurumun kenarından çekip aldı. Peki bitti mi?
Ne gezer? 'Suzi' diye afet bir CIA ajanı, önce kocasına, sonra da kocasının kardeşine musallat oldu. 'Meryem' bu sefer de başladı Suzi'nin cazibesiyle savaşmaya...
Bizim çileli hatun için tam her şey duruluyor derken, bu kez de bitkisel hayata giren çok sevdiği bir ablasının fişini çekmek zorunda kaldı. O kendince doğru olanı yaptığına inanıyordu ama kadının oğlu 'Alpaslan', "Annemi sen öldürdün" diye karşısına dikilince bir kez daha dünyası allak bullak oldu. Öyle ki, çoluk çocuğunun önünde üzgün yeğeninin eline bıçak tutuşturup "Öyleyse vur beni. Bakalım kıyabilecek misin?" diyecek kadar.
'Meryem' bir dizi karakteri. Onun için üzülmek abes olur. Ama benim asıl endişem, onu canlandıran Deniz Çakır için... Ruh sağlığını korumak adına profesyonel yardım alıyor mudur acaba?