Referandumda 'Evet' demeye hazırlananları motive etmek için yazılıp bestelenen 'Özgürlük Marşı'nı ilk kez cuma günü Beyaz TV'nin 'Söylemezsem Olmaz' programında dinledim. Sözlerini Beyaz TV'nin başındaki Osman Gökçek'in yazdığı, bestesini Serdar Ortaç'ın, düzenlemesini Mustafa Ceceli'nin yaptığı eseri Ceyhun Çelikten seslendirmiş, Tanıtımı için Beyaz TV'nin Ankara'daki montaj masalarında bir de özenli klip hazırlanmış.
İşin doğrusu; marşın sözleri son derece etkili, müziği de akılda kalıcı. Son seçimlerde 'Dombra'nın AK Parti oyları üzerindeki olumlu etkilerine benzer bir efekt, 16 Nisan'da da karşımıza çıkarsa hiç şaşırmam.
Bu arada Osman Gökçek'in yıldızının giderek parladığına şahit oluyorum. Onu ilk kez Beyaz TV'deki bir tartışma programına telefonla müdahale ederken tanımıştım. Yayıncılık etiği üzerine yaptığı vurgulara hayran olmuş, bunu da köşemde dile getirmiştim.
Daha sonra 'Medyatik' programımız nedeniyle kısa bir süreliğine de olsa beraber çalışma fırsatı buldum.
Ardından 'kritik isimleri' ekranda deneyimli gazetecilere taş çıkartacak kadar ustaca sıkıştırdığı röportajlarını izledim.
Öyle tahmin ediyorum ki, Osman Gökçek ismi sadece televizyon patronajı konusunda değil, siyaset alanında da önümüzdeki yıllarda çok daha sıkça anılacak. Zira enerjisi, genel kültürü, azmi, çalışkanlığı ve aktivist kişiliği onu ister istemez yukarıya doğru taşıyacak.
Osman Gökçek'in beni etkileyen son özelliği ise 'şair ruhu' oldu. Umarım üretimi, sadece 'Özgürlük Marşı' ile sınırlı kalmaz.