Birol Güven tam da beklediğim şeyi yaptı. Muhteşem film serisi Mandıra Filozofu'nun kitabını yazdı. The School of Mandıra Filozofu adlı kitap, günlerdir elimden düşmüyor. Hayatımda pek az kitabı, satırların altını çizerek okurum. Kitapta öyle değerli hayat dersleri var ki, kalem elimden düşmüyor.
Filmleri seyredenler biliyor.
Mandıra Filozofu, kendine Bodrum Bitez'deki bir koyda son derece steril ve sade bir yaşam kurmuş.
Başta teknoloji, serbest piyasa ekonomisi ve 'hedef koyma' olmak üzere hayatta bizi esir alan her şeye karşı.
Filmleri, uygulanamaz ve fazla romantik bulanlara bu kitabı şiddetle tavsiye ediyorum.
Zira hepimizin gıpta ettiği o Mandıra Filozofu olmak için elimize minik minik reçeteler tutuşturuyor.
Birol, aşırı hedefler koymanın insan hayatını çekilmez kıldığı gerçeğini anlatırken ilginç bir örnek vermiş mesela... Diyor ki; "Olimpiyatlarda en mutlu olanların bronz madalya alanlar olduğu tespit edilmiş. Altın madalya alan, hedefe ulaştığı için, gümüş madalya alan, altın madalyayı kaybettiği için mutsuz oluyormuş. Bronz madalya alanlar ise hem gidecekleri yolu olduğu için, hem de diğerlerini geçtiği için en mutlu olan grupmuş." Yani... Fazla kasmayın!