Eşimin memleketi Altınoluk'tan 'göz aydınına' gelen akraba ve dostlarımızı ağırladık geçen hafta. İçlerinden biri de -alınmasınyörede eli sıkılığı ile tanınan Ferruh Ağabeyimiz'di. İki akrabamızla birlikte Altınoluk'tan yola çıkıp ilk kez Körfez'deki Osman Gazi Köprüsü'nden geçerek gelmişler.
Duyduğuma inanamadım. Ferruh Ağabey, gişelerde elini cebine atan herkesi engelleyerek geçiş ücretini ödemiş. Hayretler içinde kalan otomobildeki diğer akrabalarımıza da durumu açıklamış: "Memlekete böylesine görkemli bir eser kazandırmışlar. Çorbada benim de tuzum olsun istedim. Analarının ak sütü gibi helal olsun...
" Köprünün geçiş ücretinin yüksekliği çok konu edildi. Hatta geçiş yoğunluğu istenilen düzeyde olmazsa, Japon şirketine açıktan ödeme yapılacağı filan da söylendi. Ama görüyorsunuz ya, memlekette her yönüyle tam bir 'seferberlik ruhu' yaşanıyor. Ferruh Ağabey'e bir 'Helal olsun' da benden...
Zaten aksi olsaydı, bu darbenin altından ekonomik açıdan zor kalkardık. Darbe girişimi sonrası bir hafta içinde 8 milyar doları yastık altından çıkartıp bankalara yatıran ve darbeyi sadece sokakta tankların önüne yatarak değil, el ovuşturan para baronlarının önüne dikilerek de engelleyen milletimle ne kadar övünsem azdır...