Artık ne zaman bir Arda Kural haberine denk gelsem yüreğim cız ediyor. Bu kadar yakışıklı, bu denli yetenekli bir gencin gözlerimizin önünde yok olup gitmesine yüreğim bir türlü razı gelmiyor.
Daha önce şizofren olduğu, etrafına rahatsızlık verdiği için evinden atıldığı, Büyükçekmece sahilinde evsizler gibi sefil bir halde hayatını sürdürdüğü haberleriyle gündeme gelen Arda'yı, son olarak Show Ana Haber'e verdiği röportajında izledim. Nihayet kendini toplamış gibiydi. Ailesi daha da büyük bir güç ve istekle ona sahip çıkmıştı. Şimdilerde daha dingin ve huzurlu bir yaşam sürmeye çalışıyormuş.
Şöhreti kaldıramadığını, bu nedenle dengesinin bozulduğunu ve hayatının altüst olduğunu söyleyen Arda'nın bir cümlesi çok dikkatimi çekti: "Artık bir an önce unutulup sıradan hayatıma dönmek istiyorum."
Şu trajediye bakar mısınız? Önce ünlü olmak için uğraş, didin; sonra da unutulmak için günleri say...
Bu röportajın medyada 'Şafak Sezer sinir krizi geçirdi' haberleriyle aynı günlere denk gelmesi de ilginç. Şov dünyası, hayatımıza yeni yeni hastalıklar katıyor. Önce 'Tükenmişlik sendromu' ile tanışmıştık, şimdi de karşımıza 'Şöhreti tüketememe sendromu' çıktı.