Bundan 1.5 yıl önceydi. Balmumcu'da, Yıldız Posta Caddesi'ni Barbaros Bulvarı'na bağlayan kavşakta yayalara yanan yeşil ışığa güvenip de yaya geçidine ayağımı atsam, şimdi adım 'ünlü trafik mevtaları' arasında anılacaktı.
Bir özel halk otobüsü, kendisine yanan kırmızı ışığa aldırmadan tam gaz burnumu sıyırarak önümden geçmiş, ben de durumu bu köşede anlatmıştım.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden mesaj gönderdiler. Durumu araştırmışlar, haklılığımı görmüşler, o şoför hakkında idari soruşturma başlatmışlar vs...
14 Mart Pazartesi günü saat 13.25'te yine aynı kavşakta, aynı yaya geçidine geldim. Baktım, yayalara yeşil yanıyor. Ama artık tecrübeliyim ya, geçide yönelmeden önce sağıma baktım. Yanılmamıştım. Yine mavi renkli bir özel halk otobüsü, yine kendisine yanan kırmızı ışığa aldırmadan hızla yaya geçidine daldı. Önümden 'vınnn' diye geçip göbeği dolandı. Plakası 34 HY 9963... Şoförü bu ihlali yaparken, aynı zamanda telefonla konuşuyordu...
Tarihi, saati, hatta dakikasını bile verdim. Orada üç ayrı güvenlik kamerası var. Şimdi top 'ilgililer'de...
Daha geçenlerde 'Peki milleti, halk otobüslerinin tacizinden koruyacak panik butonları nerede?' diye yazmıştım. İronik bir tarzda, yollardaki elektrik direklerine otobüs tacizini haber verecek panik butonları konulmasını önermiştim.
Ben bu satırları yazarken gözüm haberlere ilişti. Direksiyon başında dürüm yiyen özel halk otobüsü şoförü kırmızıda geçip jandarma minibüsüne çarpmış. Takla atan araçtaki dokuz asker yaralanmış...
Haklı çıkmaktan çok ama çoook usandım...