'O Ses Türkiye' her sezon ses getirirken, 'Rising Star'ın neden yaz sezonunun sonunu bile zor getirdiğini şimdi daha iyi anlıyorum. İki yarışma arasındaki en önemli fark, birinde Acun Ilıcalı'nın da aktör olarak yer alması.
Aslında 'Rising Star'ın da jürisi yıldız isimlerden, ağzı laf yapan insanlardan oluşuyordu. Ama program sırasında onları ateşleyecek, diyaloglarından mizah çıkartacak, onların özel yeteneklerini dışa vurmalarını sağlayacak Acun gibi bir katalizör, yani bilim dilinde reaksiyon hızlandırıcısı yoktu.
Aynı fark, 'Survivor' ile 'Ütopya' arasında da kendini göstermişti.
Acun hangi cümlenin üzerine gideceğini, hangi jestin, mimiğin altını eşeleyeceğini, onu nasıl köpürtüp televizyon şovu haline getireceğini iyi biliyor.
Hadise'nin sahiciliğini, Gökhan'ın haylazlığını, Hakan'ın cool hallerini, Murat Boz'un hazırcevaplığını, Ebru Gündeş'in sürprizli kişiliğini öyle güzel cilalayıp servis ediyor ki; programın havası bir anda değişiveriyor.
Reyting hazretleri bir konuda çok kararlı; diyor ki, "Ekranda Acun varsa, reyting de var!"