Show Ana Haber'de tüylerim diken diken olarak izledim. Umarım diğer televizyonların habercileri de aynı yanlışa düşmemiştir.
Birkaç ay önce hunharca öldürülen TRT sanatçısının katiline müebbet hapis cezası verilmiş. Korkunç haber yeniden hatırlatıldı. Adamın kadını nasıl kolundan tutup sürüklediği, apartmanın bahçesindeki kameriyenin altına nasıl götürdüğü ve bıçağı kaç kez sapladığı gibi korkunç ayrıntılar, olay yerinde keşif (!) yapan muhabir tarafından tek tek anlatıldı. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, kadının bıçaklandıktan sonra can havliyle 112 Acil Servis'i aradığı o tüyler ürpertici ses kaydı da verildi. Kadının "Ölüyorum, çabuk gelin!" diye inlediği o korkunç ses kaydı...
Peki buna gerek var mıydı? Bu detay, habere ne kattı?
Oysa o kadının geride bıraktığı akrabaları, yakınları için asla silinmeyecek bir kulak sızısı oldu. Düşünün, ölürken ambulans çağırmaya çabalıyorsunuz. Son nefesinizle yardım istiyorsunuz. Bu çaresiz haykırıştan daha öte bir mahremiyet olabilir mi?
Sevgili haberci dostlarım; söyleyin, içinizde hanginiz geride böyle bir anı (!) bırakmak ister? Lütfen mahremiyete saygı... Lütfen biraz daha empati...