Şöyle yazmıştım, izne ayrılmadan önce: "Şimdi sizlerden bir haftalığına izin istiyorum. Küçükken yaptığım gibi... Ne zaman başıma kötü, üzücü bir olay gelse uyurdum.
Uyandığımda, her şeyin rüya olduğunu görmek, yeniden mutlu, huzurlu, keyifli bir dünyaya uyanmak için... Şimdi yine gözlerimi yummak, başımı yastığa koymak istiyorum.
Dönüşte 'güzel' şeyler yazmak umuduyla, bana müsaade..."
Ne safmışım meğer... Ben bu sütunlarda yokken, 40'tan fazla emniyet mensubumuzu şehit verdik.
20'ye yakın sivilin çatışmalar sırasında hayatını kaybettiği iddia edildi. Takvimin o sekiz yaprağı al kanlara boyandı adeta... Çocuk saflığımla rüyaya yatmayı umarken, kabusa yummuşum gözlerimi meğer...
Alıp başımı gitmiştim oysa...
Neden, nereden, kimden kaçtığımı düşünmeden, menzil ve hedef bilmeden yollara vurmuştum kendimi... Ama insan, beynini ve vicdanını bavulunun dışında tutamıyor ki... Her yere seninle birlikte geliyorlar, ister istemez.
Bodrum'da, tur teknelerinin kalktığı limanın önündeki parkta aç, sefil göçmenler...
10 metre ötelerinde dans edip eğlenen turistlere bakıp hayal kuruyorlar. Saçı sakalı birbirine karışmış, yüz çizgilerinde binbir acının izini taşıyan bir Suriyeli adam yaklaşıyor yanıma. "Suriyeliyim, açım, şehitler ölmez, vatan bölünmez" deyip avucunu açıyor sadaka için... Türkler'den para alabilmenin yolunu böyle bulmuş kendince...
Fethiye Limanı'nın tepesindeki fundalığa bembeyaz taşlarla 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' yazmışlar.
Eminim, teknelerdeki turistler, rehberlerine tercüme ettirdikleri bu sözün neden bir turistik cennetin tepesine yazıldığını merak ediyorlardır hâlâ...
Otelde sabah kahvaltısı...
Garsonlardan biri, servisle hiç ilgilenmiyor.
Onun görevi, elindeki uzaktan kumanda ile kanal değiştirmek.
Böylelikle oteldeki turistlerin terör, çatışma, cenaze görüntülerini izlemelerini engellemek... Sabah bültenlerinde şehit cenazesi haberleri başlar başlamaz National Geographic'i açıyor.
Turistler, kıllı tarantula örümceklerinin nasıl avlandıklarını anlatan belgesel eşliğinde yapıyorlar kahvaltılarını... Milletçe utanır olmuşuz memleketimizin halinden. Elimizden gelse, gözlerini bağlayacağız cümle turistin...
Ve aynı günlerde başlıyor atv'nin yeni dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz...
Dizinin daha ilk sahnesinde uluslararası silah tüccarı diyor ki, "Benim ticaretimi engellemeye kalkarsanız, bu ülkenin her yerinde patlar bombalar..."
Hayatımız mı dizi olmuş, yoksa diziler mi hayatımız; karar veremiyorum...