COĞRAFYA İl merkezi, Aksu ve Batlama vadileri arasında denize doğru uzanan bir yarımada üzerinde kurulmuş olup, bu yarımadanın doğusunda ve 2 km açığında Doğu Karadeniz'in tek adası olan Giresun Adası bulunmaktadır. ANTİK ÇAĞ Yunan kolonizasyonu öncesinde bölgede Anadolu'nun yerli halklarının varlığı bilinmekte olup Hitit kaynaklarında 'Kaşka' adıyla geçen kendir ziraati yapan savaşçı bir halkın bahsi geçmektedir. M.Ö. 7. yüzyılda Miletli koloniciler tarafından kurulan kent merkezinin çevresi sonradan Laz olarak anılacak Kolha halkına ait köyler bulunmaktadır. M.Ö. 6. yüzyılda Pers Krallığı'nın eline geçen bölge, daha sonra Kapadokya ve Makedonya krallıklarının yönetiminde kalmış, Pontus Krallığı'nın kurulmasının ardından tüm Karadeniz bölgesi gibi Mithridat hanedanı tarafından yönetildikten sonra, Roma İmparatorluğu'nun Anadolu'yu işgal etmesini sağlayan Zela Savaşı'nda Mithridates yenilince M.S. 1. yüzyıldan 13. yüzyılda Trabzon İmparatorluğu'nun kuruluşuna dek Roma yönetiminde kalmıştır. Bölge M.Ö. 4. yüzyılda Pers kültürü ve siyasal etki alanına girmiştir. Kapadokya Krallığı'nın ardından Pontus devletinin bir parçası olan Giresun, Mithridates'in Zela'da Roma ordusuna yenilmesinin ardından diğer Karadeniz kentleri gibi Roma İmpratorluğu'nun egemenliğine girmiştir. ROMA Eski adı Yunanca: 'Kerasounta', 'Pharnacia', 'Choerades' olan şehrin adı daha sonraları Roma ve Bizans yönetiminde 'Kerasous' veya 'Cerasus' olarak değiştirilmiştir. Kerasus, Yunanca 'boynuz' demektir ve yarımadayı tasvir etmek için kullanılmıştır, 'ounta' son eki ile birlikte Kerasous olan şehrin adı zamanla 'Kerasunt' olarak söylenilmiştir. Pontus Devleti'nin yıkılıp Roma hakimiyetinin başlamasından sonra Giresun yöresinin diğer yerli halkları süratle asimile olarak tarih sahnesinden çekilmiştir. Bununla birlikte Roma ve Bizans kaynaklarında bölge halkı Can (Tzan) olarak adlandırılmaya devam etmiştir. Roma döneminde Giresun Karadeniz'in oldukça önemli bir şehri durumundaydı. Bu dönemde şehir kendi adına para basma yetkisine sahip olacak kadar gelişmiştir. İLGİLİ SON HABER Prematüre mucizeler yürekleri ısıttı Bugün 17 Kasım 'Dünya Prematüre Farkındalık Günü'. İşte Türkiye'nin dört bir yanından prematüre bebeklerin hayata tutunduğu sıcacık öyküler: GAZİANTEP: Gaziantep Şehir Hastanesi'nde henüz 26 haftalıkken 700 gram ağırlığında doğan Anzılha Çalışkan, sevk edildiği Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları...