REHA KAPSAL - HEDEFSİZLİK
Trabzonspor'un öyle bir saha içi görüntüsü var ki sanki oyuncular ilk defa bir araya gelmiş. Kimse kimseyi tanımıyor, hiçbir oyuncu birbirinin özelliğini bilmiyor.Bağlantıları yok, uyumları kötü, coşkusu, isteksiz... Sanki mecburiyetten sahaya çıkmış gibiler. Amaçsız ve gayesizce oynanan bir oyun ve maalesef kötü bir oyuncu performansı var.
Bordo-mavililerin bu sezonki en büyük hatası; geçen sene başta Sörloth, Ekuban ve Nwakaeme olmak üzere yapılan transferler ve başarılı planlama ile ne kadar övgü aldılarsa, bu sene tam tezat, plansız, Trabzonspor'da oynama kalitesi ve yeteneği olmayan isimler alındı. Saha içine tavır koyan, oyun karakteri koyan bir futbolcu topluluğundan uzak olunca oyun ve performans anlamında işlerin büyük sıkıntı yarattığı net bir şekilde ortada.
Gidenlerle gelenler arasında ciddi bir seviye farkı var. Bu da direkt saha içi oyununa olumsuz etki ettiği gibi aynı zamanda kadro derinliğini de yok etmiş gibi. Giren de çıkan da Trabzonspor'da forma giyme seviyesinden uzak olunca hem takımdaki seviye düştü hem de rekabet de oluşmuyor.
Savunmanın iki kenar bekinden Pereira yaşlı ve yetersiz. Marlon'un ise ne hücum ne savunmada yeterliliği var. Savruk bir sol bek. Orta sahada Baker, Chelsea'de 5 sezonda 7 kez kiralanıyorsa ve Trabzonspor'da orta sahayı organize etsin diye alınmışsa başta zaten hata yapılmış.
Abdülkadir Ömür, Abdülkadir Parmak ile beraber performansları geriye giderek, bildikleri oyunu da unuttular. İkisi de hem güçsüz hem güvensizler. Bilal'in oyun bilgisi ve tekniği çok zayıf. Diabate top ayağındayken kısa alanda var. Rakibi tehdit edecek beceri ve kalitesi eksik.
Afobe'nin bir santrfor olarak özelliğini hala kimse anlayamadı. Temel olarak bir santrforun bir tane net özelliğini sayarsınız. Afobe'de malesef bu bile yok. Alternatif oyuncuların da oynayanlardan kalite olarak ve saha içinde fark yaratma adına bir farkları yok.
Bordo-mavililer için zor olan da böyle amaçsız, gayesiz kötü bir sezonda bitime daha 6 ay kala hedeften kopmuş olmaları. Büyük takımlar böyle uzun süreli 'hedefsiz' sezonu geçirmeye alışık değildir. Trabzonspor'un önündeki en büyük sıkıntı bundan sonraki süreçte bu gibi görünüyor.
İSKENDER GÖNEN - İKİ KENARDA SORUNLAR VAR
Abdullah Avcı geldikten sonra yerleştirmek istediği bir sistem var... Geçen yıl bu takım için çok önemli sorunları oluşturan takım savunmasında yaşanan yetersizlikler. Bu tespit doğru. Topa sahip olma ve de top rakibe geçtiğinde takım savunmasını doğru yapmak Trabzonspor için büyük önem taşıyan bir olgu. Fakat top Trabzonspor'a geçtiğinde ofansif anlamda atak girişimleri yaparak pozisyonlar üretmek zorunluluğu var. Maçın başlamasıyla önde baskıyı yapan, tempoyu artırmaya çalışan, arzulu ve de pozisyonlar da bulan taraf Kayserispor idi. Bunda en önemli neden; savunmadan çıkarken kaptırılan toplar ve önde her gelen topu rakibe teslim eden hücum oyuncuları...
İki kenarda önemli sorunlar var. Özellikle oyunun hücum bölümünde. Bilal ve Diabate... İkisi de adam eksiltmede sorunlar yaşıyor. Top kendilerine geldiğinde ise pas hataları çok fazla ve de ikili oyunlarda hiç yoklar. Bu yüzden bütün yük Ekuban ve Abdülkadir Ömür'e düşmekte... Abdülkadir Ömür'ün daha fazla sorumluluk alması gereken oyuncu olması gerektiğini her maç yorumluyoruz. Ama bir başka gerçek var ki bu oyuncunun topla buluştuğu yerler göz önüne getirilmeli.
Abdulkadir Parmak ve Baker'ın da ofansif anlamda yetersizliği göz önüne getirildiğinde Trabzonspor'un hücumda gol pozisyonu üretmede yetersizliği doğal karşılanmalı. Bu maç bir kez daha gösterdi ki; sezon başı takıma katılan yabancı oyuncuların hiç de istenilen düzeyde olmadığı gerçek... En çarpıcı örneği bu maçtan verebilirim. Kayserispor'un hücumdaki iki oyuncusu Henrique ve Lennon... Trabzonspor'un hücum oyuncuları ise Bilal ve Diabate!
NECMİ PEREKLİ - TADI DA YOKTU TUZU DA
Artık Trabzonspor galibiyetlere değil de beraberliklere sevinir duruma geldi. Ne kendi sahasında ne de deplasmanda oynadığı oyun ve aldığı daha doğrusu alabildiği puanlar taraftarı ve de kendisini memnun ediyor. Ha belki takımı yönetenler gerek teknik ekip gerekse sorumlu yöneticiler.
Bir puanla durumu bir haftalığına da olsa kurtarmış olmanın zevkini yaşayabilir(!). Fakat ortada geleceğe dönük ne oyun tarzında ne de ileri bir hamlenin habercisi olacak bir ışık gözükmediğinde herkes sus pus olmuş durumda.
Bırakın günü kurtarmayı bu takım hem oyun hem de puan tablosunda geri geri seyretmektedir. Adeta "Acaba bu kulübün geleceği ne olacak?" şeklinde üzüntülü bekleyiş sezonuna girdik. Ben dikkatle bakıyorum. Orta sahada takımı taşıyabilecek oyuna düzen verebilecek veya takımını sırtlayacak bir adam göremiyorum.
Bırakın bireysel olarak göze batacak birisini orta sahada oynayan oyuncular arasında ileriye dönük bir yardımlaşma ve sistemin parçası olduğunu sanacağımız bir varyasyon dahi görmek hayal oldu. Diğer taraftan büyük umutlarla alınan Afobe'nin dahi kaç maçtır sahada ne yaptığını anlayan bir tek insan bulamazsınız. Öylece kendi halinde kendi bildiği gibi doğaçlama adam top oynuyor. Hani açıklardan bir tek fırsat yaratacak bir kimse de yok.
Abdullah Avcı'nın takımı toparlama konusunda verdiği beyanatlarla, sahada takımın görünüş arasında ben hiçbir benzerlik göremedim. Savunma meselesine değinecek olursak bakmayın Kayserispor yakaladığı bir sürü açıktan derli toplu ve de becerikli olamadığı için bu açıklardan pozisyon olarak faydalanamadı.
O zaman bu durumda savunma konusunda da hem bireysel hem de konsept olarak elle tutuşur bir fotoğraf gözükmüyor. Bugünün futbolunda takıma enjekte edilmeye çalışılan taktikler oyuncular tarafında bir ahenk ve uyum içerisinde sahaya yansıtılabilmelidir.
Bir teknik adam takımına herhangi bir mantıkta bir taktik vermek istediğinde oynatmaya çalıştığı sistemin gerek oyuncuların gerek ise onların teknik tecrübelerine uygun ve uyumlu olmalıdır. Yoksa sizin vermeye çalıştıklarınız havada kalır. Sonuç olarak bordomavili ekipte gözüken tablo "Aynı tas aynı hamam" Değişen sadece tellaklar olarak gözüküyor.
ALİ GÜLTİKEN - AFOBE'NİN OYNAMASI İLE OTURMASI AYNI!
Trabzonspor oyununu aramaya devam ediyor. Abdullah hocanın topa fazla sahip olarak oyunu kurma düşüncesi hâlâ gelişim aşamasında. Elindeki oyuncuların buna hemen cevap vermesi kolay değil. Özellikle ön bölgede Nwakaeme olmayınca topu tutmakta zorlanan bir görüntü ortaya çıkıyor. Durum böyle olunca da savunmayı öne çıkartmakta sıkıntı yaşıyor. Dolayısıyla da oyunda devamlılık sağlayamıyor. Maç Trabzonspor adına bölüm bölüm oynanan bir hale geliyor.
İlk yarıda Trabzonspor'u hücum bölgesinde çok fazla göremedik. Trabzonspor'un hücum gücü yalnızca Ekuban'ın ayağına bakıyor. Ekuban topa sahipse, mesafe kat ediyorsa bir fark yaratabiliyor. Ekuban durduğunda ise Trabzonspor kilitleniyor. Abdülkadir'den beklenti büyük. Ama oyun içindeki etkisizliği devam ediyor. Bir şeyler yapmaya çalışıyor gibi görünüyor ancak sonuca dönük bir etkinliği yok.
Özellikle dün oyunun ikinci yarısında 10 numara pozisyonundaki denemeleri de ortaya çok fazla bir şey çıkarmadı. Trabzonspor adına dünkü maçın müspet görünen yanı savunmanın merkezindeki Edgar ve Vitor Hugo'nun uyumu oldu. Bu bölgedeki sorununu çözmüş gibi görünüyor. Buna Abdulkadir Parmak'ın mücadelesini olumlu olarak ekleyebiliriz. Bilal'i de geçen maça göre daha gayretli gördüm. Fakat oynadığı bölge itibariyle sonuca dönük daha fazla beceri ortaya koyması lazım.
Afobe'nin ikinci yarı oyuna girmesiyle kulübede oturması arasında bir farkı maalesef Trabzonspor göremedi! Çok etkisiz ve bu görüntüler Trabzonspor'un hayal ettiği hücumdaki etkinliğinin önündeki ciddi engeller. Mücadele azmi var ama hücum kalitesi çok gerilerde Kayserispor çok daha iyi bir görüntü sergiledi. Maçta oyunu yöneten ve rakibini tehdit eden taraf olmasına rağmen arzu ettiği gole ulaşamadı ama ciddi bir gelişim içinde olduğunun da altını çizelim. Lennon ve Henrique, iki kanat oyuncusu performans olarak oldukça verimliydiler. İki kanat beki Lopes ve Behich oyunu oldukça zorladılar. Attamah ve Fernandes'i de beğendim. Trabzonspor gibi bir rakibe karşı evinde kazanabilecek pozisyon zenginliğini yarattıklarını düşünüyorum.